Maça beyi gibi kurulmak: Saygısızca, kasılarak oturmak.
|
Madrabaz: Çıkarını hileli yollardan sağlayan kimse.
|
Mahalle çocuğu: Eğitimsiz çocuk.
|
Makaraya takmak: Alaya almak.
|
Marsık: Çok esmer kimse.
|
Merak getirmek: Kara sevdaya tutulmak.
|
Meryem Ana kandili gibi: Soluk (belirsiz) anlamında.
|
Meydan vermek: Fırsat vermek.
|
Meşe odunu: Kaba,anlayışsız adam.
|
Mis gibi burnunda tütmek: Çok özlemek.
|
Miskinler teknesi: Tembellerin toplandığı yer.
|
Mürai: Art düşünceli kimse.
|
Mürekkebi kurumamak: Daha pek yeni olmak.
|
Mürekkep yalamış: Okuyup yazmış kimse.
|
Mürüvvetini görmek: İyi ve mutlu günlerini görmek.
|
Müslüman adam: 1-Dindar kişi, 2-Doğruluktan ayrılmayan kimse.
|
Mısır´daki sağır sultan bile duydu: Duymayan kalmadı anlamında.
|
Mızrağı çuvala sığdıramamak: Gerçeğin asla saklanamayacağı anlamında kullanılır.
|
Nabzını yoklamak: Karşısındakinin ne düşündüğünü anlamaya çalışmak.
|
Nalına mıhına vurmak: Ne yapacağını kestirememek.
|
Namı nişanı kalmamak: Yok olmak, unutulmak.
|
Nanpareye muhtaç olmak: Pek yoksul olmak.
|
Nargile suyu: Tatsız içecek.
|
Nazı geçmek: İsteği geri çevrilmeyen kimse.
|
Ne ala memleket: Uygunsuz yapılan işleri kınamak için söylenir.
|
Ne yüzle: Ne cesaretle anlamında.
|
Neci oluyor: Ne karışıyor anlamında.
|
Nefsine yedirememek: Bir şeyi hazmedememek, kabul etmemek.
|
Nevri dönmek: Çok sinirlenip, bunu belli etmek.
|
Nispet vermek: Onu üzecek şekilde gösteriş yapmak.
|
Nobran: Kaba, sert, kırıcı(kimse).
|
Noktası noktasına: Her şeyiyle tam olan.
|
Nuh gemisi: Her çeşit insanın toplandığı yer.
|
Nuh nebiden kalma: Çok eskiden kalma.
|
Nur topu gibi: Güzel, şişman (çocuk).
|
Nur yüzlü: Temiz yüzlü kimse.
|
Nutku tutulmak: Üzüntüden, korkudan konuşamamak.
|
O bir düşeş: O talih sonucu ele geçirilmiştir anlamında.
|
O gün bugün: O günden beri.
|
O saat: O anda.
|
O tarakta bezi olmamak: İlgisi, ilişkisi olmamak.
|
Oh demek: Rahat etmek.
|
Ok gibi ciğerine işledi: Yapılan bir hareketin çok üzmesi.
|
Ok yaydan çıktı: Vazgeçemeyeceği bir işi yapmak.
|
Olmuş armut gibi eline geçmek: Kolaylıkla,yorulmadan elde etmek.
|
Onu bunu bilmem: Mazeret kabul etmem, özür dinlemem.
|
Onun ipiyle kuyuya inilmez: Güven olmaz anlamında.
|
Oralı olmamak: Önemsememek.
|
Oynak: Hafif meşrep kadın.
|
Oyun etmek: Hile yapmak, aldatmak.
|
Hiç yorum yok