Cumbadak dalmak: Ani olarak girmek, dalmak.
|
Curcuna koparmak: Gürültüyle çevreyi karıştırmak.
|
Curcunaya kalkmak: Kavga ve gürültü çıkarmaya kalkmak.
|
Cıcığı çıkmak: Çok hırpalanmak.
|
Çabalama kaptan ben gidemem: Boşuna çabalama anlamında.
|
Çaçaron: Kavgacı,şirret.
|
Çağı geçmek: Yaşlanmak.
|
Çala kalem: Durmaksızın yazarak.
|
Çehre uzatmak: Küsmek,somurtmak.
|
Çehresi atmak: Rengi sararmak.
|
Çek arabanı: Defol anlamında.
|
Çevir kazı yanmasın: Sözünü çeviren kimseler için söylenir.
|
Çeşnisine bakmak: Lezzetine bakmak.
|
Çiğ süt emmiş olmak: Soysuz ve namussuz olmak.
|
Çileden çıkmak: Hiddetlenerek sabrın taşması.
|
Çizmeden yukarı çıkmak: Haddini bilmemek.
|
Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek: Durumuna uygun düşmeyen büyük ve olmayacak hayallere kapılmak.
|
Çorbada tuzu bulunmak: Emeği geçmiş olmak.
|
Çömlek hesabı: Baştan savma hesap.
|
Çöpçatan çatmak: Kısmet olmak.
|
Çürük tahtaya basmak: Umduğunu bulamamak,aldanmak.
|
Çıkmaz ayın son çarşambası: Belirsiz ve uzak zaman.
|
Dağarcıkta bir şey kalmamak: Her şeyi yitirmek.
|
Dalavere: Oyun,hileli iş.
|
Davulu yarık: Sır saklamayan,önüne gelene içini döken.
|
Dekbaz: Hileci.
|
Demir gibi olmak: Sağlam ve sıhhatte olmak.
|
Devede kulak: Kıyaslanan şeyler arasındaki orantısızlığı belli etmek için kullanılır.
|
Dikili ağacı olmamak: Malı mülkü olmamak.
|
Dili çetrefilli olmak: Rahat ve düzgün konuşamamak.
|
Dilini zaptetmek: Konuşmamak.
|
Dişini sökmek: Zararsız hale getirmek.
|
Dokuz doğurmak: Korkudan ve heyecandan bitmek.
|
Dolmaları yutmak: Kanmak,aldanmak.
|
Dostlar alışverişte görsün: Laf olsun diye iş yapanlar için söylenir.
|
Döner taşım yok,öter kuşum yok: Hiçbir şeye sahip olmamak.
|
Dört dirhem bir çekirdek: Şık giyimli kimse.
|
Dudukuşu: Geveze.
|
Dümen suyundan gitmek: Karşısındakinin huyuna göre davranmak.
|
Dünyaya kazık kakmak: Ölmemek.
|
Dırdır etmek: Yerli yersiz söylenip durmak.
|
Ebussuut Efendi´nin gelini: Eski moda giyinen kadın.
|
Eceline susamak: Tehlikeli işlere girişmek.
|
Edepsizliği gündeliğe takılmak: Edepsizliği alışkanlık haline getirmek.
|
Eğrisi doğrusuna gelmek: Uygunsuz yapılan işin tesadüfen uyumlu bitmesi.
|
Efendilik yapmak: Saygılı hareket etmek.
|
Efendizadem: Beyim anlamında bir hitap.
|
Ekmeği dizinde: Nankör.
|
Elemtere fiş kem gözlere şiş: Nazar değmesin anlamında.
|
Eli çabuk: Tez iş gören.
|
Hiç yorum yok