Deyimler-2


  • Cumbadak dalmak: Ani olarak girmek, dalmak.

  •  Curcuna koparmak: Gürültüyle çevreyi karıştırmak.

  •  Curcunaya kalkmak: Kavga ve gürültü çıkarmaya kalkmak.

  •  Cıcığı çıkmak: Çok hırpalanmak.

  •  Çabalama kaptan ben gidemem: Boşuna çabalama anlamında.

  •  Çaçaron: Kavgacı,şirret.

  •  Çağı geçmek: Yaşlanmak.

  •  Çala kalem: Durmaksızın yazarak.

  •  Çehre uzatmak: Küsmek,somurtmak.

  •  Çehresi atmak: Rengi sararmak.

  •  Çek arabanı: Defol anlamında.

  •  Çevir kazı yanmasın: Sözünü çeviren kimseler için söylenir.

  •  Çeşnisine bakmak: Lezzetine bakmak.

  •  Çiğ süt emmiş olmak: Soysuz ve namussuz olmak.

  •  Çileden çıkmak: Hiddetlenerek sabrın taşması.

  •  Çizmeden yukarı çıkmak: Haddini bilmemek.

  •  Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek: Durumuna uygun düşmeyen büyük ve olmayacak hayallere kapılmak.

  •  Çorbada tuzu bulunmak: Emeği geçmiş olmak.

  •  Çömlek hesabı: Baştan savma hesap.

  •  Çöpçatan çatmak: Kısmet olmak.

  •  Çürük tahtaya basmak: Umduğunu bulamamak,aldanmak.

  •  Çıkmaz ayın son çarşambası: Belirsiz ve uzak zaman.

  •  Dağarcıkta bir şey kalmamak: Her şeyi yitirmek.

  •  Dalavere: Oyun,hileli iş.

  •  Davulu yarık: Sır saklamayan,önüne gelene içini döken.

  •  Dekbaz: Hileci.

  •  Demir gibi olmak: Sağlam ve sıhhatte olmak.

  •  Devede kulak: Kıyaslanan şeyler arasındaki orantısızlığı belli etmek için kullanılır.

  •  Dikili ağacı olmamak: Malı mülkü olmamak.

  •  Dili çetrefilli olmak: Rahat ve düzgün konuşamamak.

  •  Dilini zaptetmek: Konuşmamak.

  •  Dişini sökmek: Zararsız hale getirmek.

  •  Dokuz doğurmak: Korkudan ve heyecandan bitmek.

  •  Dolmaları yutmak: Kanmak,aldanmak.

  •  Dostlar alışverişte görsün: Laf olsun diye iş yapanlar için söylenir.

  •  Döner taşım yok,öter kuşum yok: Hiçbir şeye sahip olmamak.

  •  Dört dirhem bir çekirdek: Şık giyimli kimse.

  •  Dudukuşu: Geveze.

  •  Dümen suyundan gitmek: Karşısındakinin huyuna göre davranmak.

  •  Dünyaya kazık kakmak: Ölmemek.

  •  Dırdır etmek: Yerli yersiz söylenip durmak.

  •  Ebussuut Efendi´nin gelini: Eski moda giyinen kadın.

  •  Eceline susamak: Tehlikeli işlere girişmek.

  •  Edepsizliği gündeliğe takılmak: Edepsizliği alışkanlık haline getirmek.

  •  Eğrisi doğrusuna gelmek: Uygunsuz yapılan işin tesadüfen uyumlu bitmesi.

  •  Efendilik yapmak: Saygılı hareket etmek.

  •  Efendizadem: Beyim anlamında bir hitap.

  •  Ekmeği dizinde: Nankör.

  •  Elemtere fiş kem gözlere şiş: Nazar değmesin anlamında.

  •  Eli çabuk: Tez iş gören.
  • Hiç yorum yok

    Blogger tarafından desteklenmektedir.