itsiz köye dönmek: Sakinleşmek,tenhalaşmak.
|
iyi gün dostu: İyi günlerde ortaya çıkan.
|
iyiden iyiye: Adamakıllı.
|
izi belirsiz olmak: İz bırakmadan kaybolmak.
|
işi sıkışık olmak: İşi çok ve külfetli olmak.
|
Kabak tadıvermek: Devamlı,ısrarlı bıktırmak.
|
Kabasını almak: Bir yerin temizliğini üstünkörü yapmak.
|
Kaçın kurrası: Birinin hiçbir oyuna gelmeyecek kadar açık göz, akıllı olduğunu anlatmak için kullanılır.
|
Kağıt üzerinde kalması: Bir anlaşmanın resmiyette kalması,tatbik edilmemesi.
|
Kaleyi içinden fethetmek: Meseleyi karşı taraftan birinin yardımıyla halletmek.
|
Kalp ağrısı: Aşk acısı.
|
Kamburu çıkmak: Çok çalışmış olmak.
|
Kan akıtmak: Kurban kesmek.
|
Kan çanağı gibi: Çok kızarmış.
|
Kan ter içinde kalmak: Çok yorulmak.
|
Kapağı atmak: Gitmek,yerleşmek.
|
Kapısını aşındırmak: Çok gidip gelmek.
|
Kara gün dostu: İnsana sıkıntılı günlerinde yardım eden gerçek dost.
|
Kaşının altında gözün var dememek: Yaptığını beğenmemek,takdir etmemek.
|
Kedi ile harara girmek: Geçimsiz biriyle ortaklık etmek.
|
Kendine yontmak: Karşısındakileri düşünmeden kendi çıkarına göre davranmak.
|
Kimi kimsesi: Yakınları.
|
Kimseye eyvallah etmemek: Kimseye minnettar kalmamak.
|
Kimya gibi: Az bulunur.
|
Kont gibi: Yakışıklı ve şık giyinmiş.
|
Korkuluk: Gereksiz ve yararsız kimse.
|
Kör şeytanın işi yok: Hep aksilikle karşılaşan kişiler tarafından sitem yollu olarak kullanılır.
|
Körün istediği bir göz,Allah verdi iki göz: Hayal ettiğinden daha fazlasına kavuşan kişiler için kullanılır.
|
Kurdu koyunla barıştırmak: Kötü biriyle saf birini uzlaştırmak.
|
Kül yutmak: Kandırılmak,oyuna gelmek.
|
Külçe gibi oturmak: Yorgunlukla çökmek.
|
Kıç atmak: Pek istemek.
|
Kınalar yakmak: Çok sevinmek.
|
Laçka olmak: Eskimek,işe yaramaz halde olmak.
|
Laf altında kalmamak: Karşısındakinin sözünün altında kalmamak.
|
Laf ebesi: Çok konuşan kimseler için kullanılır.
|
Lakke yapmak: Başkasının hakkını çalmak.
|
Lala paşa eğlendirmek: Nazik kişileri eğlendirmeye çalışmak.
|
Lamı cimi yok: Bir konu üzerinde itiraz kabul etmediğini bildirmek için kullanılır.
|
Leb demeden leblebiyi anlamak: Anlayışlı,zeki olmak.
|
Leke sıçratmak: Bulandırmak.
|
Leyleği havada görmek: Çok dolaşanlara söylenir.
|
Leşini çıkarmak: Kıyasıya dövmek.
|
Limoni tabiatlı: Mızmız.
|
Lodosa tutulmuş gibi bocalamak: Ne yapacağını kestirememek.
|
Lokman hekimin ye dediği: Güzel, tatlı şey.
|
Lop yumurta: Kaynamış yumurta.
|
Lügat paralamak: Anlamını bilmediği halde bilgiç konuşmak.
|
Lülüye gelmek: Aldanmak.
|
Lüpe konmak: Değerli bir şeyi emek harcamadan ele geçirmek.
|
Hiç yorum yok