Oyunun sakalı bitmek: Bitmiş olayları anlatan bu deyim,genellikle Karagöz oyunlarının sonunda kullanılır.
|
Öbür dünyayı boylamak: Ölmek.
|
Öfke topuğa çıkmak: Çok öfkelenmek.
|
Öksüz babası: Öksüz ve yoksulları koruyan adam.
|
Öküz boyunduruğa bakar gibi bakmak: İstemeden, mecburen bakmak.
|
Ölçüsünü bildirmek: Haddini bildirmek, cezasını vermek.
|
Ömür adam: Hoşsohbet adam.
|
Önünü almak: Durdurmak.
|
Öp babanın elini: Sürpriz bir durum karşısında yaşanan şaşkınlığı anlatmak için kullanılır.
|
Örümcek kafalı: Eski kafalı, yeniliklere uyum gösteremeyen.
|
Ötmek: Durmadan anlamlı, anlamsız konuşmak.
|
Öve öve göklere çıkarmak: Çok övmek.
|
Öyle başa böyle traş: Alakasız durumları belirtir.
|
Özü sözü bir: Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutan, verdiği sözleri tutan dürüst kimse.
|
Pabucuna kum dolmak: Engelle karşılaşmak.
|
Paçaları sıvamak: Hazırlanmak.
|
Paha biçmek: Değerini ölçmek.
|
Pancar kesilmek: Mahcup olup kızarmak.
|
Paparayı yemek: Paylanmak, azar işitmek.
|
Para peşin kırmızı meşin: Alışverişin peşin olduğunu anlatır.
|
Paraya para dememek: Kazancı bol olmak, çok para kazanmak.
|
Patentasının altına almak: Egemenliği altına almak.
|
Pestil gibi olmak: Çok yorgun ve halsiz olmak.
|
Peşkeş çekmek: Bir iş yaptırmak için, kendine ait veya başkasına ait bir şeyi hediye etmek.
|
Piç etmek: Bozmak, işe yaramaz hale getirmek.
|
Piyasaya düşmek: 1-Çok bulunur olmak, 2-Orta malı olmak.
|
Pişmiş aşa soğuk su katmak: Yapılmakta olan bir işi bozmak.
|
Postal: Düşkün kadın.
|
Put kesilmek: Sessiz ve hareketsiz kalakalmak.
|
Püsküllü bela: Kişinin başını derde sokan kişi veya durum.
|
Pılı pırtı: Eski püskü, değersiz eşya.
|
Pılı pırtısını toplamak: Bütün eşyalarını toplayarak gitmeye hazırlanmak.
|
Rabbime emanet: Herhangi bir şeyin, kimsenin korumasını tanrıya bırakmak.
|
Rafta kurabiye var ama size göre değil: İşinize yaramaz anlamında.
|
Rahat yüzüne hasret kaldı: Huzursuz olmak, rahat edememek.
|
Ramazan keyfi: Oruç tutanlardaki sinirlilik hali.
|
Rengi atmak: Çok heyecanlanıp solmak, sararmak.
|
Rengi olmamak: Silik olmak.
|
Renk senfonisi: Birbiriyle uyuşan renkler bütünü.
|
Rest çekmek: Kesinlikle kabul etmemek.
|
Rufailer karışır: İşin karmaşıklığını anlatır.
|
Ruhu bile duymaz: Yapılan bir işten hiç haberi olmaz anlamında.
|
Ruhuna hitap etmek: Herhangi bir şeyden çok etkilenmek.
|
Rüya gibi: Gelip geçici şeyleri anlatmak için kullanılır.
|
Rüyasında görse hayra yormaz: Olacağına ihtimal vermemek.
|
Rüzgar ekip fırtına biçmek: Yapılan kötülüğe karşı daha büyük kötülüğe uğramak.
|
Rüzgar gelecek delikleri tıkamak: Her türlü tedbiri almak.
|
Rızkını taştan çıkarmak: En zor şartlarda bile geçimini sağlamak.
|
Saat gibi: Düzgün çalışan.
|
Saat on bir buçuğu çalmak: Yaşı çok ilerlemek.
|
Hiç yorum yok