Halep ordaysa arşın burada: Yapacağını yap anlamında sitem.
|
Ham ervah: Kara ruhlu kimse.
|
Hangi peygambere ümmet olacağını şaşırmak: Kimin sözünü ve yolunu tutacağını,ne yapacağını şaşırmak.
|
Hat çekmek: Önemsememek.
|
Hatun: Eski zaman beylerinin,hanımlarına olan hitabı.
|
Haymana öküzü: Hımbıl ve tembel kimse.
|
Hazır mezarın ölüsü: Hep hazıra konmak isteyen tembel kimseler için kullanılır.
|
Her gün papaz pilav yemez: Hep aynı şeyler yapılamaz.
|
Her işin hakkından gelmek: Her işin hakkından gelmek.
|
Her tarakta bezi olmak: Her işle ilgili olmak.
|
Hesaptan düşmek: Yok saymak.
|
Hiçe saymak: Hiç değer vermemek.
|
Hindi gibi kabarmak: Övünmek,böbürlenmek.
|
Hokka gibi oturmak: Dikilen elbisenin tam üzerine uyması.
|
Hoşbeş etmek: Sohbet etmek.
|
Hödük: Görgüsüz,anlayışsız kimse.
|
Hükümet sürmek: Ülkeyi yönetmek.
|
Hüt dağı gibi şişmek: Karnı şişmek.
|
Hır gür: Kavga.
|
Icığını cıcığını sormak: Bütün ayrıntıları öğrenmek.
|
Ikına sıkına: Güçlükle.
|
Ikınıp sıkınmak: İş yapmak için kendini zorlamak.
|
Ilıca ördeği: Sıcağa ve rahata düşkün.
|
Irağı yakın etmek: Güçlükleri ortadan kaldırmak.
|
Irgat gibi çalışmak: Çok çalışmak.
|
Irgat pazarına döndürmek: Bir yeri dağınık ve karışık hale sokmak.
|
Iska geçmek: Atlamak.
|
Iskartaya çıkmak: Eskimek.
|
Islak tavuk: Miskin kadın.
|
Islatmak: Dövmek.
|
Isınmak: 1-Alışmak,2-Sevmek.
|
Isıtıp ısıtıp önüne koymak: Bir konuda ikide bir söz açmak.
|
Ivır zıvır: Önemsiz şeyler.
|
Işık göstermek: Yol göstermek.
|
ibibullah sivri külah: Yapayalnız,varlıksız olan kimse.
|
ibiş gibi: Alığa benzer.
|
icabına bakmak: 1-Gerekeni yapmak,2-Ortadan kaldırmak.
|
iç fırtınasına tutulmak: Morali bozulmak.
|
iç güveysinden hallice: Durumu şöyle böyle.
|
iğne yutmuş: Çok bitkin ve sıkıntılı kişi.
|
ifrit yardağı: Kötülüğe yardımcı olan.
|
iki yakası bir yere gelmez: Bir türlü düzene kavuşamaz.
|
ikisini bir kazana koysan kaynamazlar: Birbirine zıt insanları anlatmak için kullanılır.
|
ilk göz ağrısı: İlk sevilen.
|
imana gelmek: Merhamete gelmek.
|
ingiliz tabancası gibi kurulmak: Çalım satmak,kasılmak.
|
ip korkusunu boynuna almak: Ölümü göze almak.
|
ipe un sermek: Gevşemek,bahane uydurup işten kaçınmak.
|
ipliği pazara çıkmak: Herkese rezil olmak.
|
istemem yan cebime koy: Rüşvet konusunda alay yollu söylenir.
|
Hiç yorum yok