Emeği geçmek: Bir işin yapılmasında yardımcı olmak.
|
Ensesinde boza pişirmek: Çok eziyet çektirmek.
|
Ermeni gelini gibi: Daima kırıtan,süzülen kadınlar için yapılan benzetme.
|
Ervahlarına yuf olsun: Sövgü.
|
Eski çamlar bardak oldu: Şartlar değişti anlamında kullanılır.
|
Etek belde: Kıvrak ve becerikli.
|
Ev açmak: Ayrı ev tutmak.
|
Eyere de gelir semere de: Bütün işlere yarar anlamında.
|
Ez ez de suyunu iç: Hiç yararı olmayan bir işi tenkit etmek için kullanılır.
|
Ezilip büzülmek: Aşırı sıkılgan davranmak.
|
Eşek hoşaftan ne anlar: Anlayışsız,zevksiz insanlar için söylenir.
|
Fahiş faize batakçı müşteri: Benzer kişilikteki insanlar birbirini kolay bulur manasında.
|
Faka basmak: Güç duruma düşmek.
|
Falcı değilim ya: Ben olacağı bilemem anlamında.
|
Fare düşse başı yarılır: Bir yerin yoksulluğunu anlatmak için kullanılır.
|
Farfara: Ağzında sır tutamayan kimse.
|
Fasulye gibi kendini nimetten saymak: Kendine olduğundan fazla değer vermek.
|
Feleğin çemberinden geçmiş: Tecrübeli,bilmiş.
|
Felekten bir gün çalmak: Eğlenceli bir gün geçirmek.
|
Ferteği çekmek: Kaçmak.
|
Fesat kumkuması: Hep kötülük düşünen.
|
Fincancı katırlarını ürkütmek: Kötü niyetli kişileri ürkütecek hareketlerde bulunmak.
|
Fitil almak: Öfkeyle parlamak.
|
Fol yok yumurta yok: Herhangi bir sebep veya ilişki bulunmaması.
|
Forsu kırılmak: İtibar ve onuru sarsılmak.
|
Fukara babası: Fakirleri kollayan kimse.
|
Fütur getirmek: Umutsuzluğa ve çaresizliğe düşmek.
|
Fıkırdamak: Kesik kesik gülmek.
|
Fıldır fıldır aramak: Israrla ve telaşla aramak.
|
Fırın süpürgesi: Zayıf,uzun boylu kimse.
|
Gafil baş,düşmana eş: İşlerinde hazırlıksız olan insan her zaman zor duruma düşebilir.
|
Gagasından yakalamak: Zayıf noktasından yakalamak.
|
Gavur ölüsü: Oldukça ağır.
|
Gavurun tembeli keşiş,Müslüman´ın tembeli derviş: Kendini büsbütün ibadete verip,dünyadan elini eteğini çeken kişiler için kinaye yollu söylenir.
|
Gazali rana: Güzel,hoş ceylan gibi sevgili anlamında.
|
Geçmişi kandilli: Sövgü.
|
Gemi aslanı: Gösterişli,işe yaramayan adam.
|
Geyik etine girmek: Erginleşmek.
|
Giderayak: Gitmek üzereyken.
|
Girye bana hande sana: Önce karşısındakini düşünen kimsenin kullandığı bir deyim.
|
Giydirmek: Azarlamak.
|
Gök demir,yer bakır: İmkansızlıklar ve umutsuzluklar içinde bulunuşu anlatır.
|
Gömlek değiştirmek: Tutum ve görüşlerini değiştirmek.
|
Göründü Sivas´ın bağları: Gerçekleşmesi beklenen bir şeyin ortaya çıktığına dair olanaklar belirdiğinde kullanılır.
|
Göz nuru dökmek: Yapılan işte göz emeği bulunmak.
|
Güvendiği dağlara kar yağmak: Güveni sarsılmak.
|
Gırtlağından kesmek: Yiyecek parasını kısıtlamak.
|
Habbeyi kubbe yapmak: Önemsiz bir şeyi büyütmek.
|
Haber vermek: Bildirmek.
|
Hak getire: Yoktur anlamında.
|
Hiç yorum yok