Ata Sözleri-3


  •  Laf lafı açar: Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman, sözden başka söze geçilmeye başlanır. Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.

  •  Laf torbaya girmez: Bir konu hakkında sarf edilen sözler üzerinde iyice düşünülmelidir.

  •  Latife latif gerek: Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde olmalıdır. Şaka yapan, karşısındakini çok iyi anlamalı, kırmadan, incitmeden şaka yapabilmelidir.

  •  Leyleğin ömrü laklak ile geçer: Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.

  •  Lodosun gözü yaşlı olur: Lodosun sonunda yağmur yağar.

  •  Lokma çiğnemeden yutulmaz: Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem ve çalışma gösterilmelidir.

  •  Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır: Bir kişiye armağanlar vermek, o kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi çoğalttığı için çok değerlidir.

  •  Mahkeme kadıya mülk değil: İnsan, yaşamı süresince güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince etrafındakilere böbürlenmemelidir. Çünkü gün gelecek, bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır.

  •  Mal adama hem dost, hem düşmandır: Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur. Aynı zamanda, zengin olmanın getirdiği tehditlerden dolayı düşmanıdır.

  •  Mal canı kazanmaz, can malı kazanır: İnsanlar fazla kazanacağım diyerek sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar. Kişi sağlıklı olursa mal kazanması, pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur.

  •  Mal canın yongasıdır: Can her şeyden kıymetlidir. Zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır.

  •  Mal melameti örter: Zengin olmak, insanların kusurlarını görmezden gelmelerine yardımcı olur.

  •  Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür: Züğürt kimse parası olmadığı için zorluk içindedir. Parasını yiyemeyen kimseler ise paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.

  •  Mart ayı, dert ayı: Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.

  •  Meyhaneciden kefil istemişler, bozacıyı göstermiş: Toplumda uygunsuz işleri yapanlar kendi haklılıklarını, benzer kişileri göstererek savunmaya çalışırlar.

  •  Mühür kimde ise Süleyman odur: Bir konuda yetkili kim ise onun sözü geçer.

  •  Mürüvvete endaze olmaz: Yardımseverliğin ölçüsü olmaz.

  •  Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz: Bir işin bütününü istemeyen kimseler, o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.

  •  Nasihat isteyen tembele iş bulursun: Tembel kimseler kendisine söylenen işi başka türlü yorumlayıp, bu yorum üstüne fikirler ileri sürerek o görevi yapmak istemezler veya kendisine önerilen işi başka bir biçimde yapmayı öğrenirler.

  •  Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına: Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur. Az çalışırsa kazancı, başarısı da az olur.

  •  Ne ekersen onu biçersin: Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle cevap alırlar.

  •  Ne idik, ne olduk: İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor. Biz bu toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik. Bundan sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.

  •  Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli: Esas olan başarının niteliğinden çok devamlılığıdır.

  •  Ne verirsen elinle, o gelir seninle: İnsanlar yaşamları boyunca daima iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı, bir gün mutlaka sahibini bulacaktır.

  •  Nerede birlik, orada dirlik: Kişiler arasında anlaşma, duygu ve düşünce birliği olursa orada huzur, güven ve düzen olur.

  •  Nerede hareket, orada bereket: Çalışmanın çok olduğu yerde, bu çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.

  •  Niyet hayır, akıbet hayır: Bir işe başlarken iyi niyetle hareket edilirse sonuç ta iyi olur.

  •  Oduncunun gözü omcada: Bütün insanlar kendi işlerine yarayan şeylerle çok yakından ilgilenirler.

  •  Oğlan dayıya, kız halaya çeker: Oğlan çocuğu genlerin tesiri ile dayıya, kız ise halaya çeker, onun hareket ve tavırlarını alır. (Halk arasında yapılan bir yorumdur)

  •  Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü: Kişinin torunu oğlundan olursa oğul balı diyerek ,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.

  •  Olacakla öleceğe çare yoktur: İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.

  •  Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz: Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.

  •  Orman olur da domuz olmaz mı?: İyi bir ortamda çıkarcılar bulunabilir, bulunması doğaldır.

  •  Osmanlı´nın ekmeği dizindedir: İşlerimizin başarılı olması için kendimize ayırdığımız zaman çok olmamalıdır. İşlerimize ne kadar ağırlık verirsek o kadar başarılı oluruz.

  •  Otu çek köküne bak: Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi olmak istenirse o kimsenin soyunu sopunu çok iyi incelemek gerekir.

  •  Ödünç; güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider: Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür, mutludur. Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişiktir. Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.

  •  Öfke baldan tatlıdır: İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır, rahatlar.

  •  Öfkeyle kalkan zararla oturur: Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.

  •  Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser: Bir koruyanı, kollayanı olmayan kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.

  •  Öküze boynuzu yük değil: Meşgul olduğu iş, kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.

  •  Ölenle birlikte ölünmez: Ölüm kaçınılmazdır. Ölen bir kimsenin ardından yas tutmak ta onu geri getirmeyecektir. Bu durumu bilerek ona göre davranmak gereklidir.

  •  Ölüm var, dirim var: İnsanlar malını ve zamanını, varlığını düşünerek kullanmalıdır, geleceğini düşünmelidir.

  •  Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider: Bir ailede büyükler nasıl bir yaşam içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler.

  •  Öpülecek el ısırılmaz: Hürmet gösterilmesi gereken kişilere saygısızlık etmek hatadır.

  •  Padişah yasağı üç gün sürer: Padişahlık idaresi, bir kişinin sözünün geçtiği bir yöntemdir, keyfidir. Bugün çıkarılan yasaklar, yarın bir neden ile ortadan kaldırılırlar. Bunun içindir ki emirlerinin devamlı olacağını düşünmemek lazımdır.

  •  Palamut çok biterse kış erken olur: Uzun yılların tecrübesine dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok olması kışın erken geleceğini gösterir.

  •  Papaz her gün pilav yemez: Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.

  •  Para dediğin el kiri: İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.

  •  Para ile imanın kimde olduğu bilinmez: Para bütün toplumlarda dikkati çeken bir araçtır. İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için başkalarının bilmesine gerek yoktur. Söylenilmesi de acayiplik yaratır.

  •  Pazar ilk pazardır: Pazara götürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk fiyat en iyi fiyattır.
  • Hiç yorum yok

    Blogger tarafından desteklenmektedir.