Taoizm

TAOİZM

Taoizm, Çin'in en büyük ve en eski din­lerinden biridir. Milattan altı asır önce zu­hur eden bu din bugüne kadar varlığını ko­rumuştur. Tabii hayata dönüş, medeniyete karşı pasiflik esasına dayanan Taoizm, ger­çeğin tek olduğunu kabul eder Bir düzen ve birlik ilkesi vardır, bu ilke sır doludur ve ad-landınlamaz; hem aşkın, hem içkindir; bu ilkeye Tao, yani "Yol" denir. Taoizm, haya­tın iksirini ve ebediyetin sırrını ararken bin­lerce yıl önce Kimya ilminin gelişmesine Önemli katkıda da bulunmuştur.
Çin düşüncesinde ve Çin tarihinde mey­dana gelen olaylarda ikibin yıl süre söz sa­hibi olan ve inanç esaslarının çok eski za­manlara ait olduğu söylenen Taoizmin ku­rucusunun M.Ö. 507 yılında doğan Lao-dzı olduğu sanılıyor.
Milattan önce dördüncü ve üçüncü asır­larda yaşayan Cuang-dzı, Lao-dzı'ın sema­vi bir muallim olduğunu iddia ederek, kita­bını şerh ederken kendi felsefesinden de ila­velerde bulundu.
Özellikle Han'lar çağında Örgütlenen Taoizm, ilk önce Che Şuan dağlık bölgele­rinde gelişti. Miladın 142. yılında Şang Ta-oling, rabbından kendisine vahiy geldiğini ve Taoizm'de reform yapmakla görevlendi­rildiğini iddia etmiştir. Böylece Taoizm'i kendisinden sonra gelen ve sülalesinden olan semavi muallimlere bağladı.
Miladi ikinci yüzyılda ortaya çıkan Tai-Ping hareketi sebebiyle halk arasında yayıl­dı. Semavi muallimlerin bu yayılmada önemli rolü oldu.
M. 220 yılında Çinliler üçe ayrıldılar, aralarında dini ve ırki farklılıklar zuhur et­ti.
Miladi üçüncü ve dördüncü yüzyılda Modern Taoizm ortaya çıktı. (M. 406-477) arasında yaşayan Reformcu Lo Hiu Şing, Taoizm'e ait tüm mukaddes kitapların kilise kanunu mefhumunu tesbit etti.
Tang (618-907) ve Ming (1368-1644) sülalelerinin kurucuları halkın desteğini ka­zanmak için, Taoizm'in gaybden haber al­ma iddiasını metod edindiler.
Semavi Muallimler olan şimdiki Şang sülalesi mensupları, aslen Han Oğullan za­manında zuhur eden ilk Semavi Muallim Şang Tao Ling'in torunları olduklarını ileri sürerler.

Temel Düşünce ve inançları


İlah hakkındaki düşünceleri: îlah, sessiz, suretsiz, ebedi, varlığı başkasının varlığın­dan daha önce, varlıkların aslı ve ruhu bu varlıklarda bulunan bir varlıktır. Tao, mut­lak var olandır, kâinatın muradıdır. Kâinat­tan ayrı olmayıp esasıdır. Bütün varlıklar kendisinden kaynaklanmaktadır. Vahdet-i vücuda inanırlar. Yaratan ve yaratılan aynı şeydir. Birbirinden ayrılmayan parçalardır. Ayrılması demek yok olması demektir. îlah hakkındaki görüşleri, yaratanın varlıklar içinde hulul ettiğine ve ancak hulul yoluyla bu varlıkları etkilediğini savunan hulul mezhebine çok yakındır.
Göklerde ve yerde tüm varlıkların hayat, faaliyet ve hareket aslı olan büyük semavi kanuna inanırlar.
Cuang-dzı'ye göre insan, dünyaya kâi­natla beraber gelmiştir. însan Allah'ı sever. Ancak Allah'ın geldiği kaynağı daha fazla sever. Buna göre, Allah'tan önce varlık inancını taşıdıkları da görülür.

Dini törenler ve Taoist ayinler:


 Chioo ayini en eski ayindir. Toplumun ilahla iliş­kisini yenileme manasında olan bu ayin Ta-iwan'da hâlâ yapılmaktadır. Kâhinlerin gö­reve başlaması ve ilahların doğum günle­ri ylc ilgili ayinleri de vardır. Bazı kâhinler cenaze, doğum ve evlenme münasebetleri­ne mahsus ayinler yaparlar.
Ayinlerinden biri de hastayı tedavi ayi­nidir. Hasta sessiz bir odaya alınarak halini ve işlediği günahlarını düşünmesi için bir süre bırakılır. Bu tedavide bazı aracılar da kullanılır. Bu aracılar uzun süre konsantre olarak ilahların, ölülerin veya yakınların görüşlerini kendisine ilettiklerini ileri sü­rerler. Taoist ayinlerde tütsü esastır. Aynca hançer, sihirli su, müzik, maske ve mukad­des kitaplara da başvururlar.

Diğer Taoist düşünceler:


 Mistik bir dü­şünce yapılan vardır. Onlara göre iyi bir Ta­oist, kendi içini meşguliyetlerden ve pislik­lerden temizleyerek mücerret gerçeklerle doldurmalıdır. Maddeden arınmakla insan halis ruh haline gelir.
Mistisizmin en yüksek makamı, fertle mutlak varlık arasında tam birleşme merha-lesidir. Bu da, tam birleşme yoluyla bir şah­siyet haline gelmekle olur.
însan, gerçek bilgiye yükselince ölüm ve hayatın olmadığı özel bir hale gelmiş olur.
Taoizm, Konfüçyizm'in tersine pasifli­ğe yönelir. Bunlara göre fazilet, çalışma­maktır. İnsanları mukaddes dağlarda ve uzak adalarda düşünerek yaşamaya davet ederler.
Yasaların, ilmin ve medeni gelişmelerin insan fıtratını bozduğunu ileri sürerler ve fıtratın asıl temizliğini kazanması için tabii hayata dönülmesi gerektiğini savunurlar.
Taoistler ömrün uzamasına önem verirler. Yaşlılık onlara göre mukaddestik ala­metidir. Taoist inancın hedeflerinden biri de ömrün uzatılması ve ebedileştirilmesİ-dir. Bazıları ömrün yüzyıllar sürebileceğini iddia ederler. Bunlara göre ebedilerin en yücesi gündüzleri göğe yükselebilendir. Bu ebediliğin bedeni ve ruhi eğitimle olacağına inanırlar.
Hayat iksirini arama çabalan tıp ve kim­ya ilimlerinin ilerlemesine yaradığı gibi, bu yolla kaynaklanan sihirbazlık ve diğer hile­ler de kâhinlerin maddi zenginliklerinin art­masına yaramıştır.
Ahlaki esaslara bağlı olduklarını vurgu­larlar ve aynca toplumsal mevsim törenleri­ne katılmanın çok önemli olduğunu belirtir­ler.
Bunlara göre yeniden diriliş ve hesap vermek yoktur; iyilik yapan sağlıkla mükâ-fatiandırilırken, kötülük yapan da hastalık ve erken ölümle cezalandırılır.
Kitapları

a) Tao-dı Cing:


 Lao-dzi'ın kitabıdır. Bu muallimin düşüncelerini muhtevi bir kitap­tır. Aslında Yen Şi adındaki bekçisinin rica­sı üzerine yazılmıştır. Kasıtlı olarak muam­ma ibarelerle dolu bu kitapta, Taoizm'i ida­re eden hükümdar için esaslar ve Örnekler mevcuttur.

b) Cuang-dzı:


Taoizm'in felsefi teorisini açıklayan; keza gök ile beşer arasında, tabi­atla toplum arasında karşılaştırma yapan, Taoistlerin her türlü sümüklerden vazgeç­mesini isteyen bir kitaptır. Bu kitapta ayrı­ca, hareketlerinde tam serbestliğe sahip kâmil insanlardan söz edilir; bunların tabiat kanunlarına tabi olmadıkları, sıcak veya so­ğuktan etkilenmedikleri ve havada uçtukla-
rı kimi hikâyelerle de anlatılır.

c)  Huang-Te Ne $İng:


Milattan üçyüz yıl Önceye ait bu kitapta sağlığı koruma ve hayatı uzatma çabalan sonucu maden, bitki ve hayvansal materyaller üzerinde yapılan deneyler anlatılır.

d) Bao-Bu-Tsu:


M. 317 yılında telif edi­len bu kitap eski kimya ilminden bahset­mektedir. Kitapta bazı iksirler yoluyla ma­denleri altına çevirme ve hayatı uzatma de­nemelerinden söz edilmektedir.
e) Aynca gizli olan felsefi ve dini edebi­yatları da vardır. Bir kısmı milattan önce IV. ve II yüzyıla ait olup hükümdarlan ik-naya çalışmakta; diğer kısmı ise, miladi II. yüzyıla ait olup, dini Örgütlenmelerle ilgili­dir.

Menşei


Taoist kavramlar çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır. Bunlar Lao-dzı tara­fından belirlenmiştir.
Taoizm, Konfüçyusçuluk ve Buddhizm; birbirine komşu bölgelerde meydana çıkıp o bölgelerde geliştiğinden birbirlerinden et­kilenmişlerdir. Aynı muhtevaya sahip olan fakat çeşitli metodlarla ifade edilen mistik düşünce bunlar arasında müştereklik arze-der.
Taoizm, Konfüçyusçuluk'a Budd­hizm'den daha yakındır.
Taoistler manastır inşası, rahiplik ve bekârlık fikrini Buddhistler'den almışlar­dır. Günümüz araştırıcıları Taoizm'de bir nevi teslis bulunduğunu belirtmektedir. Tao ilk ezeli akıldır; ondan bir meydana gelmiş, bu birden de her şeyin kaynağı olan üçüncü doğmuştur.
1958 yılında Çin'in çeşitli bölgelerinde 30 binden fazla Taoist kâhinin faaliyet gös­terdiği açıklandı. Bilindiği üzere Çin'in kla­sik Taoist kültürü, pek çok değişime uğra­mış olmasına rağmen, hâlâ yaşayan kültür­ler arasında yer alır.
1949 yılında semavi muallimlerin so­nuncusu Şang in Yu, Taiwan'a sığındı. 1960 yılında Taoizm yeniden canlandı. Tai-pe yakınlarında Lu-Yung-Yen'in heykeli­nin bulunduğu Şahnan tapınağı gibi büyük tapınaklar inşa edildi. 1970 yılında Ölen bu semavi muallimin yerini oğlu Şang Yuan Hsin aldı.
Malezya, Binyang, Singapur ve Bangok etrafında bazı Taoist gruplar mevcuttur.
Günümüzde Taoizmin en geliştiği ülke Japonya'dır.
Taoizm'in yaşanan göç sebebiyle 20. asırdaki en önemli merkezi Taiwan olmuş­tur.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.