Rainer Maria Rilke
Lirik şiirin en önemli isimlerinden Rainer Maria Rilke, 4 Aralık 1875 tarihinde Pragda dünyaya gelmiştir. Rilkenin annesi Sophie Rilke, soylu ve zengin bir aileden gelmekteydi. Babası Josef Rilke ise bir subaydır ancak evliliklerinden bir süre sonra Josef Rilkenin yaşadığı maddi sıkıntılar özellikle soyluluk ve zenginlik unsurlarına fazlaca bağlı olan Sophie Rilke tarafından hiç hoş karşılanmamıştır. Buna bağlı olarak Rilke çifti boşanarak evliliklerine son vermişlerdir.
Rilkenin doğumu ile birlikte annesi soylu unsurlarını devam ettirmek amacı ile Viyanaya soyluların bol olduğu ve saray çevresi bir yere yerleşir. Sophie, oğlunu kendi istekleri çerçevesinde yetiştirmek için elinden geleni yapar. Annesi, o yıllarda soylu kişilerle mektuplaşarak, burjuvazi ziyaretler yaparak kendini tatmin etmekteydi. Rilkenin ince ruhu ve edebiyata olan ilgisi de annesi tarafından mektuplarda fazlaca kullanılmıştır. Bu şekilde bir dönem geçiren Rilke, aslında tamamen yalnızlık ve mutsuzluk ruh halini yaşamaktadır. Zamanla annesinin bu soyluluk diretmeleri, aristokrasiye karşı hayranlığı onun için dayanılmaz bir mutsuzluk yaratmaktadır.
Altı yaşına kadar Rilkeyi bir kız çocuğu gibi giydiren Sophie Rilke, onun hem sanatını hem de kadınlarla olan iletişimini etkilemiştir. İlkokuldan sonra Rilke, askeri okula yazılır ancak bu okulda son derece mutsuz zamanlar geçirir ve 1891 yılında okuldan ayrılır. Rilkenin okuldan ayrılması ile devreye amcası girer. Rilkenin amcası bir avukattır ve yeğeninin de kendisi gibi bir avukat olmasını istemektedir. Amcası, Rilkenin eğitimi ile ilgilenir ve çeşitli özel dersler de alarak Rilke Liseden mezun olur. Üniversiteye de başlayan Rilke, amcasının isteği üzerine hukuk bölümüne geçiş yapar ancak bu durumdan hiç de memnun değildir. Sonunda Rilke, tüm bu engelleri aşarak Münihe gelir ve burada serbest yazar olarak yaşamaya çalışır. Daha önce kaleme aldığı düzyazı ve nesirleri ilerletmeye çalışan her yönden eksiklerini gidermeye çalışan Rilkenin kalemi gençlik döneminde genellikle şiire yönelir. Bu dönemde lirizmi içten bir anlatım ile ele almasının yanı sıra şekilsel bir kusursuzluk arayışı da onun şiirlerinde dikkat çekmektedir.
Rilke, bir yandan da giderek edebiyatçılar ile tanışarak belirli bir entelektüel çevre edinmektedir. Bir dönemler Nietzschenin aşık olduğu Lous Andreas Salome ile tanışır. Bu tanışma onun sanat yaşamını büyük ölçüde etkileyecektir. Lous Andreas Salome, bir başkası ile evlidir ve Rilkeden de 14 yaş büyüktür. Ancak Rilke, ilk defa mutluluk ve aşk duygusunu tadar. Ona yakın olmak için elinden geleni yapan Rilke, Lous Andreas Salome ve kocası bir Rusya gezisine çıkarlar. Rusyada Tolstoyu ve Boris Pasternakı ziyaret ederler. Bu gezi ve orada yaşadıkları, gördükleri Rilkenin sanatına büyük bir etki yapmıştır.Rusya ziyareti sonrasında Rilkenin ruh sağlığı iyice kötüye gider ve bunun üzerine Salome, onun ruh sağlığını da düşünerek ondan uzaklaşır. Daha sonra gezice hayatına son veren Rilke, Clara ile evlenmeye karar verir ancak bu evlilik hiç de olumlu düşünceler ile yapılmaz. Bir süre sonra Clara bir kız çocuk dünyaya getirir. Ancak Rilke bu dönemde edebiyattan son derece kopuk bir yaşam sürdürmektedir. Kısa bir süre sonra ise evlilikleri son bulur.Evliliğine son veren Rilke, daha sonra Rodine hayranlığını belirten bir mektup yazar ve bu mektup üzerine Rodin tarafından Parise çağrılır. Burada Rilke, Rodinin sekreterliğini yapmaya başlar. Bu iş süresince Rodini yakından tanıyan Rilke, bu durumu sanatına da yansıtır. Öyle ki Rilkenin bu dönemde kaleme aldığı eserler adeta onun ustalık dönemini yansıtmaktadır. Yaşamının son zamanlarında Rilke, Lösemi hastalığına yakalanır ve 29 Aralık 1926 tarihinde yaşama veda eder.
Henüz 51 yaşında yaşamını yitiren Rilke, eserleri ile dünya edebiyatına büyük bir armağan bırakmıştır. Rainer Maria Rilkenin şiirlerinin yanı sıra Malte Laurids Briggenin Notları adlı romanı mutlak bir öneme sahiptir. Rilkenin annesinin yanı sıra ileriki yaşamında gezgin bir hayat sürmesi özellikle de Rusya gezisi onun sanatına etki etmiştir. Şiirlerini müthiş bir lirizm ile kaleme alan Rilke, nesne şiiri adı verilen bir tür de ortaya çıkarmıştır. Bu şekilde bir tür ortaya çıkarmasında ise en büyük etken ünlü düşünen adam heykeli ile bir simge haline gelen Rodin ile geçirdiği günlerdir. Rilke, aynı zamanda Rodinin sekreterliğini yaptığı süredeki gözlemlerini Auguste Rodin adı ile bir deneme kitabı olarak kaleme almıştır.
Şiirleri
Yaşam ve Şiirler
Erken Şiirler
Görüntüler Kitabı
Saatler Kitabı
Yeni Şiirler
Duino Ağıtları
Orpheus’a Soneler
Erken Şiirler
Görüntüler Kitabı
Saatler Kitabı
Yeni Şiirler
Duino Ağıtları
Orpheus’a Soneler
Romanı
Malte Laurids Briggenin Notları
Malte Laurids Briggenin Notları
YALNIZLIK
Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovalardan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovalardan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.
Erselik saatlerde yağar yere
Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
Umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:
Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
Umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:
Akar, akar yalnızlık ırmaklarca.
Rainer Maria Rilke
Behçet Necatigil tarafından dilimize aktarılan Rilkenin bu şiirinde onun yaşamı boyunca sanatını besleyen yalnızlık temasının izleri göze çarpmaktadır. Ruhunun yaşadığı yalnızlık zamanlarını Rilke, kendine özgü bir lirizm eşliğinde şiire aktarmıştır. Şairlerde görülen bu duygu birçok şiirin temasını oluşturmuştur. Mutsuzluk duygusu ile sonuçlanan yalnızlık hissi bu açıdan birçok başyapıtın oluşmasına zemin hazırlamıştır. Rainer Maria Rilkenin de eserlerinde bu durumun örnekleri sık sık görülmektedir.
Hiç yorum yok