Otodeterminizm
Otodeterminizm
Determinizm ve indeterminizm arasında uzlaşma sağlamaya çalışan görüştür. Kant’ta ifadesini bulan bu görüşe göre, insan kendi iradesi ile ahlak yasalarını özgürce belirler. Bu nedenle ahlak yasaları insanın dışında konulan ve uyulması istenen yasalar değildir. İnsan, kendi özgür iradesiyle belirlediği genel geçer ahlak yasalarına yine kendisi uyar.
İnsan davranışını belirleyen, etkileyen bir takım etkenler olsa da özgürlük kişisel olarak elde edilebilir. Kişiye özgürlük, ahlaki ortam hazır olarak sunulmaz fakat bu kişinin asla özgür olamayacağı anlamına gelmez. Çünkü kişi kendi özgürlüğünü kendi yaratır. Özgürlük, insanın kendi ahlaki değerlerini oluşturabilme ve bu değerlere ulaşabilme özgürlüğüdür. Bu özgürlüğün kaynağı kişiliktir. İnsan kişiliğini geliştirerek ve aklını kullanarak özgürleşir. İnsan kendi iradesiyle ahlak yasalarını özgürce belirler ve belirlediği bu genel geçer ahlak yasalarına yine kendisi uyar.
Örnekle iradeyi ve ahlaki eylemleri bir kişilik eylemi olarak görürler. İnsan, bilgi birikimini zenginleştirerek, kişiliğini geliştirerek ve aklını kullanarak özgürleşmiştir. Sonuç olarak kişiliği gelişmiş olanlar, gelişmemiş olanlardan daha özgürdür. İşte bu duruma otodeterminist yaklaşımı denir.
Özgürlüğün doğuştan getirildiği görüşüne ve doğanın insanlara bir armağan olduğu görüşüne karşı çıkan yaklaşımdır. Bu görüşe göre insan aklını kullanarak, bilgi ve birikimini arttırarak özgürleşebilir.
Ahlaksal özbelirlenim ya da ahlaksal özerklik. Determinizm ve indeterminizm arasında bir orta yol arayışı olan bu tutuma göre, insan özgürdür. fakat bu özgürlüğün belirli bir sınırı vardır. Bu sınır, tanrı ya da doğa gibi dış etkenler tarafından değil, ancak insan aklının kendisi tarafından konmuş bir sınırdır. Immanuel Kant bu görüşün en önemli savunucusudur.
Hiç yorum yok