Montaigne

MONTAİGNE

Ünlü düşünür deneme akımının kurucusu Fransız yazar Michel de Montaigne, 28 Şubat 1533’te Bordeaux ‘ta babasının sahip olduğu Montaigne şatosunda doğdu. Babası asker, hukukçu aynı zamanda Bordeaux ve Montaigne çiftliklerinin sahibi Pierre Eyquem’di.
Annesi, İspanyol ya da Portekiz kökenli Antoinette de Louppes idi. Ailenin en büyük oğlu olan Michel de Montaigne (Tam adı Michel Eyquem de Montaigne) 6 yaşında Fransa’nın en iyi kolejlerinden biri olan College de Guienne’ e yollandı. Latinceyi ana dili gibi konuşacak bir şekilde yetiştirildi ve düşünceleri bu dile göre kökleşti. Kolejdeki 7 yıllık eğitimi zarfında Yunanca ‘da öğrendi. 1546’ta Toulouse Üniversitesinde hukuk öğrenimi gördü. Aynı zamanda felsefeyle de ilgileniyordu. Hukuk eğitimi gördükten sonra, 1554’te Bordeaux Meclisi’nin sözcüsü oldu ve aynı yıl babası Bordeaux valisi seçildi. 1565′ te Françoise de la Chasagne ile evlendi. 6 kız çocuğu olan Montaigne denemelerinde evlilik hakkında şu sözleri dile getirmiştir: ” Hukuksal bağları, onuru ve sürekliliği, evliliğin kendine özgü yararlı yanlarıdır. Görünürde sevimli olsa da sıkıcı bazen serin ama değişmez bir zevktir.”

1580’de İsviçre, Almanya ve İtalya da gezdi. Baden Ausburg, Münih, Venice, Florensa ve Roma da dolaştı. Bu geziler sonucunda Seyahatname adlı eserini kaleme alıp dönemin Kralına sundu. 1581’de İtalya’dayken Bordeaux belediye başkanı seçildi. 1585’te Bordeaux ‘ta veba salgını baş gösterince ailesiyle birlikte şatosunu terk etti. Fransız yazar, 1571 yılında Montaigne şatosunun kulelerinden birinde bulunan kitaplığına çekilip yazılarına başladı.1580 yılında birinci ve ikinci kitabın beşinci baskısı eklemelerle yayımlandı, aynı yıl üçüncüsü çıktı.
Bu çıkan kitabının ilkinde Montaigne kitabın girişinde okuyucularına şu şekilde seslenmiştir:
“Bu gönülden bir kitaptır ey okuyucu! Baştan belirteyim ki, yazdıklarımı yalnızca yakınlarım ve kendim için kaleme aldım. Sizlere hizmet etmek yahut ün kazanmak gibi bir düşünce aklımın ucundan dahi geçmedi; zaten bu tür şeylerin peşinden koşmaya güç yetiremem. Yalnızca yakınlarım ve dostlarım için yazdım ki, beni kaybettikleri zaman -pek yakındır- hakkımda bildikleri daha ayrıntılı benimle ilgili anıları daha canlı olsun. Eksiklerim ve kusurlarım edebin, terbiyenin izin verdiği ölçüde, açık olarak görülecektir burada. Hala ilkel çağların serbestliği içinde yaşadıkları söylenen insanların arasında olsaydım, emin olun ki kendimi tastamam ve çırılçıplak da gösterirdim. İşte böyle ey okuyucu! Kısacası, kitabımın ta kendisiyim ben. Bana kalırsa böylesine önemsiz ve anlamsız konu üzerinde boş vakitlerini harcaman pek akıl karı olmaz. Şimdilik hoşça kalın. ( Montaigne, 1 Mart 1580)

Görüldüğü üzerine Montaigne, bu kadar içten alçak gönüllü öz eleştiri yapabilen, kendini aşağlamaktan hiç geri kalmayan, gerçekçi bir o kadar da ironik olacak şekilde günlük konuşma dilinde yazmaya çalışmıştır denemelerini. Her döneme hitap eden modern bir yazardır. Gerçekleri çözümlemeler yoluyla arar. Kitaplığına çekilip en çok Platon’u, Secena’yı, Çiçero’yu, Plutarch’ı okur. Montaigne göre hakikati aramak ve felsefe yapmak imkânsız ve aldatıcıdır. Onun tanıtmak istediği, “Her insan kendi varlığında insan tabiatının tam şeklini taşır” da ki anlamdır. İnsan yaşarken, doğal zevk veren tabiata uyar…”İyi yaşamak tabiata uymak ve onun insanlara vermek istediği zevklerden hisse almak demektir” Kendimizi anlamak konusunda harika görüşleri olan Montaigne herkesin kendisi için bir ibret olduğunu ve yeter ki insan kendini tanımasını bilsin diyerek “Benim yaptığım, daha önceden bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime anlatıyorum. Montaigne’inin eğitim konusundaki görüşleri de çok ilginçtir. “İyi yaşamak için çok bilgiye ihtiyaç yoktur. Kuvvetli sağlam vücutlu ve sağlam ruhlu bir çocuk yetiştirme bahsinde” öğrencinin doymak bilmeyen bilgi iştahlısı olmasını değil, hüküm sahibi olmasını arzu eder. Bilgi dolu kafa değil, akıllı kafa gereklidir. Her an her şekilde yenilendiği inancına sahip olan yazar denemelerinde varlığını belirgin kılamayacağından, geçişini belirgin kılabileceğinden, sıradan insanların söylediği gibi bir çağdan diğer bir çağa değil, gün be gün dakika başına değiştiğinden söz eder.
Montaigne’ nin fikirlerinin çekiciliği sanatından doğar. Fikirlerini aklına geldiği gibi bağlar. Üslupta serbesttir. Amaç gütmeden konuşan ilk yazardır. Bilgin gibi değil, hayatı seven insan gibi yazar. Soyut fikirler imajlarla ifade olunur. Politik huzursuzluk ve savaş sürekli olarak kendisini rahatsız etse de, Montaigne kitabını her zamankinden daha özgün ve daha yaygın bir biçimde genişletmeyi sürdürmüştür. 1589 yılında Navareli Henry’nin teklif ettiği görevi geri çevirdi ve 13 Ekim 1592’de öldü. Tüm ekleri ile birlikte Denemeler’ inin bir derlemesi, evlatlık edindiği kızı Mile de Gournay tarafından 1595’te yayınlandı.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.