Liberteryenizm
Liberteryenizm
Liberteryenizm, siyaset felsefesinde özellikle bireysel özgürlük, gönüllü işbirliği, ifade ve eylem özgürlüğünün vurgulanmasına karşılık gelir. Liberteryenliğin kesin bir tanımı üzerinde fikir birliği bulunmamakla birlikte günümüzde genellikle küçük kapsamlı hükümeti olan bir toplum veya hükümetsiz toplum taraftarlığını ifade eder.
Liberteryen okullar arasında devletin yararı veya zararına ilişkin çeşitli yaklaşımların bulunduğu söylenebilir; bazıları devletin gerekli olduğunu iddia ederken diğerleri devletin varlığının gereksiz olduğunu savunmaktadır. Anarşist okullar devletin tümüyle yok edilmesini savunur. Minarşist okullar saldırganlık, hırsızlık, sözleşmenin ihlali, dolandırıcılık ve vatandaşlarını korumakla sınırlı bir devleti savunur. Bazı okullar yoksul bireylere yönelik kamusal yardımları desteklemektedir. Bunların dışında, bazı okullar özel mülkiyeti reddeder ve ortak mülkiyeti destekler. Böylece başka bir ayrım özel mülkiyeti destekleyen veya üretim araçlarında ortak mülkiyeti destekleyen Liberteryenler arasında yapılabilir. Birinci kısım kapitalist, ikincisiyse sosyalist bir ekonomik sistemi destekler.
Felsefe
Liberteryen felsefeler genellike üç temel konu üzerine yoğunlaşır: hangi eylemlerin ahlaki olduğunun saptanması, özel mülkiyetin meşruluğu ve devletin meşruluğu. Genel olarak aynı kavram altında değerlendirilmelerine rağmen liberteryen düşünürleri çoğunlukla aynı görüşte olan bir bütün ya da grup gibi düşünmemek gerekir. Çünkü bu düşünürler arasında çok önemli farklılıklar bulunmaktadır. Hatta bu filozoflardan herhangi ikisinin bile görüşleri aynı değildir. Yine de bu düşünürlerin hepsine liberteryen öğreti taraftarı denilmesi, onların genel anlamda, hayatın her alanına ilişkin sınırlamaları reddedip özgürlüğü temele alan ortak paydaları olması sebebiyledir. Liberteryenizm taraftarları devletçiliğe karşıdır, bireyi sınırlayan birçok ideolojiye karşı çıkarlar. Her insanın kendi hayatının sahibi olduğu ve kimsenin başka hiçbir insanın hayatının sahibi olamayacağı ve bu durumun sonucu olarak her insanın kendi seçimlerine uygun bir biçimde eylemde bulunabilme özgürlüğüne sahip olacağı, diğer insanların aynı ölçüde kendi seçimleri doğrultusunda eylemde bulunabilme özgürlüğünü ihlâl edemeyeceğini savunmaktadır. Hiç kimse başka birisinin efendisi ya da kölesi değildir. Başka birisinin ya da bir şeyin aracı durumunda olan insanın kendi hayatını yönlendirebilme olanağı yoktur. Hayatını nasıl yönlendireceği hakkında tek karar verecek olan kişi bireyin kendisidir. Eğer insan başlı başına bir değer olarak değil de herhangi bir güç, otorite ya da kişiye dayalı olarak tanımlanmaya çalışılırsa insanı köle olmaktan kurtarma olanağı yoktur.
Genel Ayrım
Liberteryenler devlete karşıdır, ama daha sonra ikiye ayrılır: liberteryen sosyalistler ve serbest piyasa liberteryenleri.
Serbest piyasa liberteryenleri devlete karşıdır ancak devlete tümüyle karşı olan voluntaristlerden farklı olarak minarşistler mülkiyeti koruyacak ve legal sistemi işletecek minimal devlete ihtiyaç olduğunu savunur. Devletin diğer işlevlerinden birçoğu düşürülür, mesela devlet okulları, refahı sağlama görevi, işyeri güvenliğini ve çevre kirliliğini kanun ve denetimlerle düzenlemek gibi. Bütün bunlar piyasa tarafından yürütülmelidir. Serbest piyasa liberteryenleri işsizlik konusu gibi birçok sorunu çözmek için piyasaya güvenir. Örneğin asgari ücret belirlenmeksizin, bazı girişimciler hali hazırda işsiz olanların çoğuna iş sağlayabileceklerini ve bunu karlı gördüklerini belirtir. Hala ihtiyacı olanlara da yardımseverler yardım edecektir.
Liberteryen sosyalistler ise politik, ekonomik ve sosyal hiyerarşilere sahip olmayan, tüm vahşi ve baskıcı kurumların ortadan kaldırıldığı ve bunun yerine her bireye bilgi ve üretime eşit ve özgür ulaşım imkânı sağlandığı bir toplum kurmayı amaçlar. Liberteryen sosyalistlere göre eşitlik ve özgürlük, otoriter kurumların ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ile olabilecektir, böylece üretim ve kaynaklar üzerinde doğrudan kontrol işçi sınıfı ve topluma ait olacaktır. Liberteryen sosyalizm, aynı zamanda meşru olmayan otoriteyi tanıma, eleştirme ve sosyal hayatın her yönünde ortadan kaldırmaya meyilli bir düşünce içerisindedir. Liberteryen sosyalistler, ekonomik, siyasî, dinî veya cinsiyetten kaynaklanan kurumsallaşmış gücün kullanılmasının, hem kullananı hem de üzerinde kullanılanı vahşileştirdiğine inanır. Devlet sosyalizmini savunanlar özgürlük ve sosyal adalet için devlet ve siyasi parti içerisinde rol almaya çalışsa da liberteryen sosyalistler çabalarını, ticaret birlikleri, sendikalar, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve diğer bürokratik olmayan alanlara yönlendirirler.
Etimoloji
Terim Fransızca "libertaire" kelimesinden gelmektedir. İngilizcede yaygın kullanımıyla serbest piyasa kapitalizmi ve minimal devleti savunanları, ansiklopedik kullanımdaysa bir dizi siyasi ideolojiyi ifade eden libertarian sözcüğü Fransızca libertaire'nin İngilizceye uyarlamasıdır. Ancak daha sonra İnglizcedeki bu uyarlama tekrar Fransızcaya uyarlanarak Libertarien şeklini almıştır. Fransızcada libertaire kelimesi günümüzde de anarşizm ile eşanlamlı kullanılırken, İngilizceden uyarlanan Libertarien kavramıysa serbest piyasa kapitalizmini destekleyen ideolojik grupları tanımlamada kullanılır.
Devrimci anarşist Joseph Déjacque Le Libertaire, Journal du Mouvement Social dergisini 1858 ile 1861 arasında New York’da çıkardı; “liberteryen komünizm” teriminin kullanımı ise Fransız anarşist kongresinin bunu benimsediği Kasım 1880′e kadar gitmektedir. “Liberteryen” teriminin kullanımı, anarşizm karşıtı yasaları delmek ve halkın aklındaki “anarşi” kelimesinin olumsuz çağrışımından sakınmak üzere Fransa’da kullanılmaya başlandığı 1890′lardan sonra daha da popüler hale geldi. Daha sonra farklı bir kullanım ABD'de ortaya çıkar. Klasik liberalizmin sınırlı bir türevi biçiminde tanımlanabilen modern liberteryenizm, liberalizmin yirminci yüzyılda geçirmiş olduğu anlam değişikliklerinden dolayı ‘sol’ düşünceleri savunanlara ABD'de "liberal" denilmeye başlanmasından beri klasik liberal geleneğin takipçisi olanların kendilerini ve düşüncelerini ‘liberaller’den ayırma amacıyla liberteryen kelimesini kullanmasıyla ortaya çıkar. Bu yeniden canlanma, serbest piyasa liberteryenizminin düşünce kuruluşları ve siyasi partilerin aracılığı ile Kuzey Amerika dışında yayılmasıyla sonuçlanır. Zamanla "liberteryen" adıyla başta Rusya olmak üzere birçok ülkede politik partiler kurulur.İki terim de Türkçeye liberter ve liberteryen olarak uyarlanmıştır. Türkçede kullanılan "liberter" kavramı "liberteryen" ile aynı anlama sahiptir, bazıları tarafından sıkça kullanılmaktadır. Özellikle anarşistler tarafından liberter kavramının Fransızcadaki anlamıyla kullanıldığı görülmektedir. Fakat bazen "liberter" kavramının, liberteryenin kısaltması şeklinde, onun yerine kullanıldığına da rastlanır.
Liberteryen Hareket
1971 yılında New York Times 17. yüzyıl filozofu Baruch Spinozanın modern liberteryenizmin habercisi olduğunu yazdı. Yazarlar, modern liberteryenizmin 18. ve 19. yüzyıl liberalizminin kısmen devamı olduğunu belirtti. 1950'lerde yazar Ayn Rand adına objektivizm dediği bir felsefi sistem geliştirdi. Rand'ın fikirlerini ifade ettiği Hayatın Kaynağı ve Atlas Silkindi romanları ve diğer çalışmaları birçok liberteryeni etkiledi. Bununla birlikte Rand, liberteryen etiketini reddetmiş ve "sağcı hippiler" olarak tanımladığı liberteryen hareketi sertçe kınamıştır.
1960'larda, Vietnam Savaşı sırasında liberteryenler, anarşistler ve muhafazakarlar bölünmüştü. Bu dönemde ABD'de gençler orduya girmeye zorlanıyordu. Liberteryenler savaşa katılmaya karşı çıktı ve barış hareketlerine katıldı ve Rothbard'ın Liberteryen Forumu gibi kendi yayınlarını kurmaya başladılar. Ayrıca 1960'larda Radikal Liberteryen İttifak ve Bireysel Özgürlük Derneği gibi kuruluşlar kuruldu. 1971 yılında küçük bir Amerikan grup David Nolan liderliğindeki Liberteryen Partiyi kurdu. Yıllar içinde kapitalizmi destekleyen onlarca liberteryen politik partinin dünya çapında ortaya çıktığı görüldü.
Tarihsel Gelişim
1. 18. yüzyıl1.1. Aydınlık Çağ
18. yüzyıl boyunca klasik liberal fikirler Avrupa ve kuzey Amerikada gelişti, liberteryenlerin çeşitli okullarını etkiledi. Metafizik ve felsefi anlamda liberteryen kelimesi ilk olarak determinizm karşıtı, özgür iradeye inanan düşünürler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
John locke'un yazıları bu dönemde etkili olmuştur. Locke, siyaset kuramını toplumsal sözleşme teorisi üzerine kurmuştu. Thomas Hobbes gibi o da insanın doğası gereği bencil olduğuna inanıyordu fakat Hobbes'ın aksine Locke, toplumsal ilişkilerin sağduyu ve hoşgörü üzerine kurulu olduğuna da inanıyordu. Doğal olarak tüm insanlar eşit ve özgürdü. Herkesin kendi "hayat, sağlık, özgürlük ve mülkiyet"ini savunmak için doğuştan sahip olduğu hakları bulunmaktaydı.
Liberteryenizm, siyaset felsefesinde özellikle bireysel özgürlük, gönüllü işbirliği, ifade ve eylem özgürlüğünün vurgulanmasına karşılık gelir. Liberteryenliğin kesin bir tanımı üzerinde fikir birliği bulunmamakla birlikte günümüzde genellikle küçük kapsamlı hükümeti olan bir toplum veya hükümetsiz toplum taraftarlığını ifade eder.
Liberteryen okullar arasında devletin yararı veya zararına ilişkin çeşitli yaklaşımların bulunduğu söylenebilir; bazıları devletin gerekli olduğunu iddia ederken diğerleri devletin varlığının gereksiz olduğunu savunmaktadır. Anarşist okullar devletin tümüyle yok edilmesini savunur. Minarşist okullar saldırganlık, hırsızlık, sözleşmenin ihlali, dolandırıcılık ve vatandaşlarını korumakla sınırlı bir devleti savunur. Bazı okullar yoksul bireylere yönelik kamusal yardımları desteklemektedir. Bunların dışında, bazı okullar özel mülkiyeti reddeder ve ortak mülkiyeti destekler. Böylece başka bir ayrım özel mülkiyeti destekleyen veya üretim araçlarında ortak mülkiyeti destekleyen Liberteryenler arasında yapılabilir. Birinci kısım kapitalist, ikincisiyse sosyalist bir ekonomik sistemi destekler.
Felsefe
Liberteryen felsefeler genellike üç temel konu üzerine yoğunlaşır: hangi eylemlerin ahlaki olduğunun saptanması, özel mülkiyetin meşruluğu ve devletin meşruluğu. Genel olarak aynı kavram altında değerlendirilmelerine rağmen liberteryen düşünürleri çoğunlukla aynı görüşte olan bir bütün ya da grup gibi düşünmemek gerekir. Çünkü bu düşünürler arasında çok önemli farklılıklar bulunmaktadır. Hatta bu filozoflardan herhangi ikisinin bile görüşleri aynı değildir. Yine de bu düşünürlerin hepsine liberteryen öğreti taraftarı denilmesi, onların genel anlamda, hayatın her alanına ilişkin sınırlamaları reddedip özgürlüğü temele alan ortak paydaları olması sebebiyledir. Liberteryenizm taraftarları devletçiliğe karşıdır, bireyi sınırlayan birçok ideolojiye karşı çıkarlar. Her insanın kendi hayatının sahibi olduğu ve kimsenin başka hiçbir insanın hayatının sahibi olamayacağı ve bu durumun sonucu olarak her insanın kendi seçimlerine uygun bir biçimde eylemde bulunabilme özgürlüğüne sahip olacağı, diğer insanların aynı ölçüde kendi seçimleri doğrultusunda eylemde bulunabilme özgürlüğünü ihlâl edemeyeceğini savunmaktadır. Hiç kimse başka birisinin efendisi ya da kölesi değildir. Başka birisinin ya da bir şeyin aracı durumunda olan insanın kendi hayatını yönlendirebilme olanağı yoktur. Hayatını nasıl yönlendireceği hakkında tek karar verecek olan kişi bireyin kendisidir. Eğer insan başlı başına bir değer olarak değil de herhangi bir güç, otorite ya da kişiye dayalı olarak tanımlanmaya çalışılırsa insanı köle olmaktan kurtarma olanağı yoktur.
Genel Ayrım
Liberteryenler devlete karşıdır, ama daha sonra ikiye ayrılır: liberteryen sosyalistler ve serbest piyasa liberteryenleri.
Serbest piyasa liberteryenleri devlete karşıdır ancak devlete tümüyle karşı olan voluntaristlerden farklı olarak minarşistler mülkiyeti koruyacak ve legal sistemi işletecek minimal devlete ihtiyaç olduğunu savunur. Devletin diğer işlevlerinden birçoğu düşürülür, mesela devlet okulları, refahı sağlama görevi, işyeri güvenliğini ve çevre kirliliğini kanun ve denetimlerle düzenlemek gibi. Bütün bunlar piyasa tarafından yürütülmelidir. Serbest piyasa liberteryenleri işsizlik konusu gibi birçok sorunu çözmek için piyasaya güvenir. Örneğin asgari ücret belirlenmeksizin, bazı girişimciler hali hazırda işsiz olanların çoğuna iş sağlayabileceklerini ve bunu karlı gördüklerini belirtir. Hala ihtiyacı olanlara da yardımseverler yardım edecektir.
Liberteryen sosyalistler ise politik, ekonomik ve sosyal hiyerarşilere sahip olmayan, tüm vahşi ve baskıcı kurumların ortadan kaldırıldığı ve bunun yerine her bireye bilgi ve üretime eşit ve özgür ulaşım imkânı sağlandığı bir toplum kurmayı amaçlar. Liberteryen sosyalistlere göre eşitlik ve özgürlük, otoriter kurumların ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ile olabilecektir, böylece üretim ve kaynaklar üzerinde doğrudan kontrol işçi sınıfı ve topluma ait olacaktır. Liberteryen sosyalizm, aynı zamanda meşru olmayan otoriteyi tanıma, eleştirme ve sosyal hayatın her yönünde ortadan kaldırmaya meyilli bir düşünce içerisindedir. Liberteryen sosyalistler, ekonomik, siyasî, dinî veya cinsiyetten kaynaklanan kurumsallaşmış gücün kullanılmasının, hem kullananı hem de üzerinde kullanılanı vahşileştirdiğine inanır. Devlet sosyalizmini savunanlar özgürlük ve sosyal adalet için devlet ve siyasi parti içerisinde rol almaya çalışsa da liberteryen sosyalistler çabalarını, ticaret birlikleri, sendikalar, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve diğer bürokratik olmayan alanlara yönlendirirler.
Etimoloji
Terim Fransızca "libertaire" kelimesinden gelmektedir. İngilizcede yaygın kullanımıyla serbest piyasa kapitalizmi ve minimal devleti savunanları, ansiklopedik kullanımdaysa bir dizi siyasi ideolojiyi ifade eden libertarian sözcüğü Fransızca libertaire'nin İngilizceye uyarlamasıdır. Ancak daha sonra İnglizcedeki bu uyarlama tekrar Fransızcaya uyarlanarak Libertarien şeklini almıştır. Fransızcada libertaire kelimesi günümüzde de anarşizm ile eşanlamlı kullanılırken, İngilizceden uyarlanan Libertarien kavramıysa serbest piyasa kapitalizmini destekleyen ideolojik grupları tanımlamada kullanılır.
Devrimci anarşist Joseph Déjacque Le Libertaire, Journal du Mouvement Social dergisini 1858 ile 1861 arasında New York’da çıkardı; “liberteryen komünizm” teriminin kullanımı ise Fransız anarşist kongresinin bunu benimsediği Kasım 1880′e kadar gitmektedir. “Liberteryen” teriminin kullanımı, anarşizm karşıtı yasaları delmek ve halkın aklındaki “anarşi” kelimesinin olumsuz çağrışımından sakınmak üzere Fransa’da kullanılmaya başlandığı 1890′lardan sonra daha da popüler hale geldi. Daha sonra farklı bir kullanım ABD'de ortaya çıkar. Klasik liberalizmin sınırlı bir türevi biçiminde tanımlanabilen modern liberteryenizm, liberalizmin yirminci yüzyılda geçirmiş olduğu anlam değişikliklerinden dolayı ‘sol’ düşünceleri savunanlara ABD'de "liberal" denilmeye başlanmasından beri klasik liberal geleneğin takipçisi olanların kendilerini ve düşüncelerini ‘liberaller’den ayırma amacıyla liberteryen kelimesini kullanmasıyla ortaya çıkar. Bu yeniden canlanma, serbest piyasa liberteryenizminin düşünce kuruluşları ve siyasi partilerin aracılığı ile Kuzey Amerika dışında yayılmasıyla sonuçlanır. Zamanla "liberteryen" adıyla başta Rusya olmak üzere birçok ülkede politik partiler kurulur.İki terim de Türkçeye liberter ve liberteryen olarak uyarlanmıştır. Türkçede kullanılan "liberter" kavramı "liberteryen" ile aynı anlama sahiptir, bazıları tarafından sıkça kullanılmaktadır. Özellikle anarşistler tarafından liberter kavramının Fransızcadaki anlamıyla kullanıldığı görülmektedir. Fakat bazen "liberter" kavramının, liberteryenin kısaltması şeklinde, onun yerine kullanıldığına da rastlanır.
Liberteryen Hareket
Murray Rothbard, 19. yüzyıl Amerikan bireyci anarşistlerin klasik liberal fikirlerin etkisiyle şekillenmiş çalışmalarından etkilendi. 19. yüzyılda bireycilerin bir emek değer teorisi vardı, fakat Rothbard neokalisk iktasadın bir öğrencisi olarak emek değer teorisini kabul etmedi. Rothbard 19. yüzyıl Amerikan bireycilerinin savunduğu özel savunma ve serbest piyasayı Avusturya İktisat Okulunun ilkeleriyle birleştirmeye çalıştı.
1996, David Nolan
1971 yılında New York Times 17. yüzyıl filozofu Baruch Spinozanın modern liberteryenizmin habercisi olduğunu yazdı. Yazarlar, modern liberteryenizmin 18. ve 19. yüzyıl liberalizminin kısmen devamı olduğunu belirtti. 1950'lerde yazar Ayn Rand adına objektivizm dediği bir felsefi sistem geliştirdi. Rand'ın fikirlerini ifade ettiği Hayatın Kaynağı ve Atlas Silkindi romanları ve diğer çalışmaları birçok liberteryeni etkiledi. Bununla birlikte Rand, liberteryen etiketini reddetmiş ve "sağcı hippiler" olarak tanımladığı liberteryen hareketi sertçe kınamıştır.
1960'larda, Vietnam Savaşı sırasında liberteryenler, anarşistler ve muhafazakarlar bölünmüştü. Bu dönemde ABD'de gençler orduya girmeye zorlanıyordu. Liberteryenler savaşa katılmaya karşı çıktı ve barış hareketlerine katıldı ve Rothbard'ın Liberteryen Forumu gibi kendi yayınlarını kurmaya başladılar. Ayrıca 1960'larda Radikal Liberteryen İttifak ve Bireysel Özgürlük Derneği gibi kuruluşlar kuruldu. 1971 yılında küçük bir Amerikan grup David Nolan liderliğindeki Liberteryen Partiyi kurdu. Yıllar içinde kapitalizmi destekleyen onlarca liberteryen politik partinin dünya çapında ortaya çıktığı görüldü.
Modern liberteryenizm, Harvard Üniversitesi profesörü Robert Nozick'in Anarşi, Devlet ve Ütopya isimli kitabıyla akademik olarak tanınmıştır. Rawls'un adalet teorisini eleştirmek için yazdığı Anarşi, Devlet ve Ütopya kitabı modern liberteryenizmin en önemli kitaplarından biri haline gelmiştir. Bu kitapta Nozick, devletin rolünün, vatandaşları şiddetten ve hırsızlıktan korumak ve sosyal sözleşmelere uyulmasını sağlamakla sınırlı olduğu görüşünü savunmuştur. Anarşi, Devlet ve Ütopya 1975 yılında Ulusal Kitap Ödülünü kazandı.
Gadsden bayrağı günümüzde liberteryenlerce de kullanılmaktadır. Özellikle ABD'de kullanılır fakat giderek dünya çapında kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bayrağa vergi karşıtı ve özgürlük yanlısı protestolarda rastlanır.
Tarihsel Gelişim
1. 18. yüzyıl1.1. Aydınlık Çağ
18. yüzyıl boyunca klasik liberal fikirler Avrupa ve kuzey Amerikada gelişti, liberteryenlerin çeşitli okullarını etkiledi. Metafizik ve felsefi anlamda liberteryen kelimesi ilk olarak determinizm karşıtı, özgür iradeye inanan düşünürler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
John locke'un yazıları bu dönemde etkili olmuştur. Locke, siyaset kuramını toplumsal sözleşme teorisi üzerine kurmuştu. Thomas Hobbes gibi o da insanın doğası gereği bencil olduğuna inanıyordu fakat Hobbes'ın aksine Locke, toplumsal ilişkilerin sağduyu ve hoşgörü üzerine kurulu olduğuna da inanıyordu. Doğal olarak tüm insanlar eşit ve özgürdü. Herkesin kendi "hayat, sağlık, özgürlük ve mülkiyet"ini savunmak için doğuştan sahip olduğu hakları bulunmaktaydı.
Hiç yorum yok