Kynikler Okulu

KYNİKLER OKULU

Kynikler Okulu Sokrates'ın ölümünden sonra kurulmuş olan ve az çok onun yönetimini izlediği için sokratesci okullar diye adlandırılan okullardan biridir.

önce sofist georgias'ın öğrencisi iken sonra sokrates'in yanına katılmış olan antisthenes tarafından kurulmuş bir sokratesçi okul. kynikler okulunun anlayışını anlamak için kynik kelimesinin anlamak da yeterli olabilir bir bakıma. yunancada kynik köpek demektir, bu okulun zihniyetine verilen ad olan kynizm de buradan çıkmaktadır, köpeksi olan, köpek gibi yaşayan anlamına gelir bir bakıma.


peki neden bir güruh kendilerini köpekle özdeşleştirir? bu özdeşleştirme şuradan gelmektedir: yoksulluğu simgelemektedir aslen köpeksi yaşam, bütün uygarlık değerlerine, devlete, töreye, dine ve topluma karşı olmaktır, kynikler bütün uygarlık değerlerine saldırmaktadırlar, ki ilginçtir kynikler kendilerinden nefret edenlerin onları hor görmek için ortaya attıkları köpek benzetmesini benimsemişlerdir.


aynen sokrates için olduğu gibi antisthenes erdem bilgiyle ilgilidir. kyniklerin, arete olarak tanımladıkları ahlaki erek, insanın içten gelen bağımsızlığına sahip olmasına ve insanın kendini belirlemesinde her türlü toplumsal öğeden bağımsız olmasına dayandırılmaktaydı.


eudaimonia denilen ahlaki erek sayesinde varılabilecek mutluluğa giden yol çalışmaktan geçer, kynikler hazın * karşısına çalışmak anlamına gelen phonosu koymuşlardır. haza dair zenginlik, şan şöhret gibi kavramlara ve toplumsal değerlere adiaphora yani kayıtsız kalınacak kavramlar adını vermişlerdir.


antisthenesten sonra bir de sinoplu diogenesin adı kynikler arasında çok bilinir. diogenes katıksız bir kyniktir, hazzın öncü düşmanlarından biridir. evliliğe de karşıdır o, kadınlarla çocukların ortaklığını savunur. vatanseverliğe de karşıdır, o kendini bir dünya vatandaşı olarak tanımlamıştır.


özetle şu denmiştir kynikler tarafından; bilgi sokrates'in dediği gibi erdemdir, ancak erdem de tam bir bağımsızlığa dayanır, bir açıdan bilgi ve bilgelik insanı özgürleştirir. erdemin en büyük nimeti olan özgürlüğe ulaşan insanın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bu da onu tanrılaştırır. sofistlerin yaşadığı physei thesei tartışmalarındaki katıksız olarak doğa yasalarını savunarak taraf da olmuşlardır.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.