Jale Parla
1945 yılında İstanbul'da doğan Jale Parla, Üsküdar Amerikan Koleji'nde başladığı ortaöğrenimini Robert Koleji'nde tamamladı. Edebiyat teorisyeni ve eleştirmeni olan Parla, 1978 yılında Harvard Üniversitesi'nden Karşılaştırmalı edebiyat doktorasını aldı. 1976 ile 2000 yılları arasında Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü'nde Boğaziçi Üniversitesinin öğretim görevlisi olarak çalışmalarını sürdürdü. Halen Bilgi Üniversitesi'nde Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
1988'de Profösörlüğe yükselen Parla, roman kuramı ve edebiyat sosyolojisiyle ilgili makaleler yazdı. 1986 yılında yayınlanan Çağdaş Uygarlığın Oluşumu adlı kitabın '16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla Çağdaş Türk Kültürünün Oluşumu', 16. ve 17. Yüzyıllarda Avrupa Edebiyatı' ve '18. Yüzyıl Avrupa Edebiyatı' bölümlerini yazdı.
Kuramsal edebiyattan çok kurgusal edebiyatla ilgilenenler Jale Parla adını 1990'lı yılların sonlarında duymaya başladı. "Don Kişot'tan Bugüne Roman" adlı çalışmasıyla bir anda edebiyatseverlerin adını sıkça anmaya başladıkları yazar, başlangıçtan bugüne roman altbaşlığıyla da okunabilecek bu eserinde romanın doğulu ve batılı örneklerini inceledi. Kimi eleştirmenlere göre Parla, bu eseriyle, romanin serüvenini Don Kisot'tan (Cervantes) Tristram Shandy'ye (L. Sterne), Kaderci Jacques ile Efendisi'nden (D. Diderot) Tom Jones'a (H. Fielding); Karanligin Yüregi'nden (J. Conrad) Ulysses'e (J. Joyce). Çengi'den (Ahmet Mithat Efendi) Mahur Beste ve Huzur'a (Ahmet Hamdi Tanpıinar); Tutunamayanlar'dan (Oğuz Atay) Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi ve Hayır'a (Adalet Ağaoğlu); ve Gece Dersleri'nden (Latife Tekin) Benim Adim Kırmızı'ya (Orhan Pamuk) Batılı örnekleriyle oldugu kadar, Doğulu örnekleriyle de irdeliyor ama kitabı için seçtiği yöntem ve kullandığı dil, böylesi bir çalısmayı olası düm düz ve kuru anlatımlardan uzak tutarak son derece keyifli bir okumaya dönüştürmüştü.
Jale Parla, kitaplarıyla ve makaleleriyle edebiyat eleştirisinin kapsamlı örneklerini ortaya koyduğu gibi, asıl olarak ve daha çok edebiyat kuramı açısından derinlikli ve kapsamlı çalışmalar ortaya koymuştur. Don Kişot'tan Günümüze Roman adlı kitabı bu bakımdan önemli bir örnektir. Burada Parla, yalnızca edebiyat kuramlarını sıralamakla ve tanımlamakla uğraşmamakta, bir anlamda modernizmden postmodernizme uzanan edebiyat ve özel olarak da roman serüvenini irdelemektedir. Dünya edebiyatı ve yerli edebiyatı kapsayan bir çalışmadır yapılan. Don Kişot roman türünün öncüsü olarak kabul edilmekte, Cervantes'de moderniteyi başlatan yazar olarak değerlendirilmektedir.
Edebiyatın ve romanın anlamı, değeri gibi sorunlardan, edebi metinlerin iç yapısı, işleyişi ile ilgili kuramsal sorunlara kadar genel edebiyat kuramı alanındaki sorunlar irdelenmekte; belli başlı edebiyat kuramı öğretileri sunulup değerlendirilmekte ve hatta bundan da öte 20. yüzyılın düşünsel ve felsefi gelişmeleri bağlamında edebiyat ve roman sorunu soruşturulmaktadır. Dilbilim, göstergebilim, psikanaliz, yapısalcılık, fenomenoloji, postyapısalcı felsefe gibi kuramsal gelişmeler Parla'nın çalışmaları boyunca değerlendirdiği belli başlı alanlardır. Hem edebi metin yazarları hem de teorisyenleri Parla'nın kitabı boyunca ortaya çıkmaktadır.
Parla, mimesis sorununu, yazar ve okurun kim olduğu sorununu, metonimi ve metafor sorununu, metnin görünen ve görünmeyen yüzeyleri sorununu, pastiş ve parodi sorununu, edebi metnin ideoloji ile ilişkisi sorununu, metin ile zaman ilişkisi sorununu , akıllılık delilik sorununu, edebiyatta tür, yapıt, karakter, tip sorununu değerlendirmektedir. Bunu yaparken Walter Benjamin, Louis Althusser, Mikhael Bakhtin, Jakobson, Jacques Lacan, Jacques Derrida, Roland Barthes, Julia Kristeva gibi hem düşünür hem de edebiyat alanında söz sahibi olan kişilerden yoğun bir şekilde yararlanıldığı görülür. Parla diyaloji, bilinçdışı, polifani ve heteroglossia, metinlerarasılık gibi kavram ve terimlere önemli bir ağırlık vermektedir.
Yerli edebiyatı da sözkonusu kuramsal irdelemeler içinde değerlendiren Parla, Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası'ndan günümüze uzanmakta, hem içerik hem de biçim sorunsalı bakımından yerli yazarları ve edebiyatı irdelemektedir. Bu noktada pek çok ilginç yapıt ya da yapıtların anlam katmanları karşımıza çıkmaktadır. Parla özel olarakOğuz Atay ve onun Tutunamayanlar adlı romanı üzerinde durmakta, Atay'ın edebiyattaki özgül yerini belirlemeye çalışmaktadır. Parla'ya göre Atay modern ve postmodern ögeler barındıran yetkin bir yazardır.
Parla'nın "eksik/yitik metin" yorumu
Jale Parla, edebi metinlerde/romanlarda görülen eksik, yarım kalmış ya da yitik metinler konusunu özel bir yaklaşımla ele almakta, bu temaları "temsilin sorunsallaştırılması" olarak değerlendirmektedir. Her romancının temsil amacıyla yazdığını belirten Parla, bununla birlikte her romancının temsili sorunsallaştırmadığını söylemektedir. Bu bakımdan romanlarda görülen eksik ya da kayıp metinler sozkonusu sorunsallaştırmayı göstermektedir Parla'ya göre. Parla kayıp metin yaklaşımını psikanalizden esinlenmektedir, ancak bu kavramı psikanlizden bambaşka bir içerikte değerlendirir. Buna göre, kayıp metinler özne-öncesi imgesel bütünlüğe duyulan bir arzu meselesi değil, yazarın temsili sorunsallaştırma meselesidir. Don Kişot'ta, Tutunamayanlar'da bu şekilde kayıp metinler karşımıza çıkmaktadır. Parla'nın sorusu, bu tür metinlerde görülen kayip metinlerin neyi simgelediği sorusudur. Yazarların kendi yazılarını sorunsallaştırmaları Parla'nın bu soruya verdiği cevaptır.
Şöyle belirtir Jale Parla:
"Kayıp metinler, birer anlatı metonimisi olarak, yazar ve okur arasındaki kontratın her an değişebilecegini haber veren noktalar, hayale dayalı kontratların bağlayıcı olamayacağının temsil edildiği boşluklardır. Okura şunu hatırlatırlar: elindeki yalnız bir anlatıdır, bu yazarın yazmış olduğu bir anlatı. Ama bundan başka yazılmış ve yazılacak sayısız anlatı vardır. Ve elinde tuttuğun bu kitap, geçmişteki ve gelecekteki bütün anlatıların her birinin üzerine vuracak gölgesiyle, değişmeye gebe bir kitaptır. Bu kitap son kitap olmadığı gibi, hiçbir okuma da son okuma değildir. " (Don Kişot'tan Günümüze Roman, sayfa:62)
"Kayıp metinler, birer anlatı metonimisi olarak, yazar ve okur arasındaki kontratın her an değişebilecegini haber veren noktalar, hayale dayalı kontratların bağlayıcı olamayacağının temsil edildiği boşluklardır. Okura şunu hatırlatırlar: elindeki yalnız bir anlatıdır, bu yazarın yazmış olduğu bir anlatı. Ama bundan başka yazılmış ve yazılacak sayısız anlatı vardır. Ve elinde tuttuğun bu kitap, geçmişteki ve gelecekteki bütün anlatıların her birinin üzerine vuracak gölgesiyle, değişmeye gebe bir kitaptır. Bu kitap son kitap olmadığı gibi, hiçbir okuma da son okuma değildir. " (Don Kişot'tan Günümüze Roman, sayfa:62)
Jale Parla -Eserleri
Babalar ve Oğullar/Tanzimat Romanının Epistemolojik Temelleri, İletişim Yayınları, Eylül 1993.
Don Kişot´tan Bugüne Roman,İletişim Yayınları, 2000
Efendilik, Şarkiyatçılık ve Kölelik, İletişim Yayınları, 1985
Don Kişot´tan Bugüne Roman,İletişim Yayınları, 2000
Efendilik, Şarkiyatçılık ve Kölelik, İletişim Yayınları, 1985
Hiç yorum yok