İlhan Selçuk
Babası Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gazisi Kasım Selçuk'un subay olması nedeniyle ilk, orta ve liseyi değişik illerde ve okullarda okudu. Aydın'da 7 Eylül İlkokulu'nda başlayan, Sivas-Yıldızeli ve Ankara-Keskin'de süren, Şişli 43. İlkokulu'nda bitirilen ilköğreniminden sonra ortaokul ve liseyi, İstanbul Taksim, Silifke ve Adana'da tamamladı. Adana'nın toplumsal ve kültürel yapısı onu çok etkiledi. Liseyi Adana'da bitirip İstanbul'a geldi. İÜ Hukuk Fakültesi'ne girdi, orada Hitler Almanyası'ndan kaçıp gelen hocalardan özellikle Prof. Andreas Bertold Schwarz'dan çok etkilendi. 1950'de fakülteyi bitirdi. Fakülteye gelip giderken Babıâli'de ağabeyi Turhan Selçuk'a da uğruyordu, böylece Babıâli'yle ilişkileri başladı. Çünkü Turhan Selçuk 1940'lı yıllarda Refik Halit'in Aydede'sinde, Yusuf Ziya Ortaç'ın Akbaba'sında karikatürler çiziyordu. Oraları görünce ilgisi arttı. Oysa lisede futbolcu olmak istedi, vereme yakalanınca da bundan vazgeçti.
Fakülteden arkadaşı Selahattin Hakkı Esatoğlu'yla ortak yazıhane açtı, avukatlık yaptı, ardından ağabeyi Turhan Selçuk'la birlikte yayımladıkları 41 Buçuk (6 eylül 1952-13 aralık 1952, 15 sayı) dergisiyle basın-yayın yaşamına girdi. İlk dava da 1952 yılında açıldı, daha sonraki yıllarda onlarcası, yüzlercesi açılacak olan tüm davalardan olduğu gibi, bu ilk davadan da beraat etti. İlk yazılan 41 Buçuk ve Dolmuş (5 ocak 1956-2 eylül 1958, 139 sayı) dergisinde yer aldı. Bir süre matbaacılık yaptı, Karikatür (1958), Taş-Karikatür (1959) dergilerinin yayımcılarından oldu. Spor gazetesi Günlük'ü kısa bir süre çıkardı. Semih Balcıoğlu'yla Ulus gazetesinin mizah sayfasını hazırladı.
Askerliğini yedek subay olarak Burdur Er Eğitim Alayı ve Demirci Astsubay Okulu'nda yaptıktan sonra, 1961'de Akşam gazetesinde yazarlığa başladı. Askerdeyken de Ulus'ta, imzasız yazılar yazdı. Yıl bitmeden Tanin'e, oradan Vatan'a geçti. 1962'de Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhami Soysal ve Reşit Eyüboğlu'yla birlikte Fon'ün kurucuları ve yazar kadrosunda yer aldı. Aynı yıl Nadir Nadi'nin "Yazılarınızı her gün okuyorum, beğeniyorum, bizimle çalışır mısınız?" önerisi üzerine, kendi deyişiyle "O günden bugüne Cumhuriyetle etle tırnak oldu". Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut'un önerisi üzerine köşesine "Pencere" adını verdi. Ölümüne değin sürdürdüğü "Pencere" başlıklı günlük köşe yazarlığı yapmanın yanı sıra, yayın kurulu başkanlığı, başyazarlık ve Cumhuriyet'i yayımlayan Cumhuriyet Vakfı başkanlığını yürüttü. Gazetenin kuruluşundan bu yana benimsenen Kemalizm çizgisinden hiç ödün vermeden yayımını sürdürmesi doğrultusunda çaba gösteren Selçuk, bu alanda hem siyasal iktidarlarla hem de bir kez Nadir Nadi dışındaki gazete ortaklarıyla ters düştü.
12 Mart sonrasında yazdığı "Hoş Geldin Tanzimat Kafası" başlıklı yazısı nedeniyle tutuklandı, Cumhuriyet kapatıldı. Açılan dava sonucunda aklanmasına karşın, bir süre gözaltına alındı. "Ziverbey Köşkü"nde işkence gördü, daha sonra Madanoğlu Davası nedeniyle tutuklandı. Bu davadan da aklandı. 12 Mart döneminde gazetenin ortaklarının tutumu yüzünden, Nadir Nadi'yle birlikte gazeteden ayrılmak zorunda kaldı. Okur gazeteyi protesto için gazete almayınca, tiraj çok düştü ve patronaj yüzde 25 hissesi olan Nadir Nadi'yi yeniden yönetime getirdi. Nadir Nadi de başta İlhan Selçuk olmak üzere ayrılan tüm yazarları geri çağırdı. Selçuk, 1991'deki bu ayrı kalış dışında Cumhuriyet'teki yazarlığını sürdürdü. Aydınlanmaya, ulusal konulara ağırlık verdi. Siyasal gündemi etkileyen üstat köşe yazarlarının başında yer aldı. Kendi "Pencere" köşe yazılarının dışında "Olayların Ardındaki Gerçek" başlığıyla imzasız yazılan kaleme aldı. 25 bin dolayında köşe yazısı yazdı. Her iki köşedeki yazılarıyla "Köşe Yazısı" dalında birkaç kez TGC ödülünü, 1989 Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin Onur Ödülü'nü, 1994 TGC Basın Özgürlüğü Ödülü'nü, 1995'te Tüyap İstanbul Kitap Fuarı Onur Ödülü'nü aldı. Mimar Sinan Üniversitesi (2001) ve İstanbul Üniversitesi (2002) tarafından doktora unvanı, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği tarafından 2006 Aydınlanma Onur Ödülü verildi.
İlhan Selçuk, anı, belgesel ve incelemeleriyle Yüzbaşı Selahattin Yurtoğlu'nun (1894-1921) dört yılda kaleme aldığı anılarından yola çıkarak, Kurtuluş Savaşı'nı konu alan Yüzbaşı Selahattin'in Romanı"m yazdı. Kurtuluş Savaşanın anlatıldığı birçok romanda adı geçen Yüzbaşı Selahattin, "... Mahalle mektebine gitti.
Edirne Askeri İdadisi'ni bitirdi. İstanbul'da Harbiye'den mezun oldu. İtalyan Harbi'ni Çanakkale'de yaşadı. Balkan Harbi'ne katıldı. İstanbul'da İttihat ve Terakki'nin eylemlerine karıştı. Birinci Dünya Savaşı'nda Beşinci Kuvve-i Seferiyye Karargâhı'na tayin edildi. İran ve Kafkas muharebelerinde dövüştü. Bağdat'ı savundu. Baku'nun zaptında bulundu. 20 Aralık 1914'te İstanbul'dan 20 yaşında bir teğmenken ayrılmış, Turan'ı fethetmeye çıkmıştı. 5 Şubat 1919'da bir yüzbaşı olarak yenik ve yıkık Osmanlı payitahtına döndü."
İki cilt olan romanla ilgili olarak şu yargı benimsendi: "Yüzbaşı Selahattin in Romanı yalnız kendisinin değil, bir kuşağın romanıdır. Bu romanda değer yargılarıyla birlikte çöken Osmanlı İmparatorluğu yerine yeni bir imparatorluk kurmak isteyenlerin dramı ve devletin çöküşünü durdurmak isteyen bir asker kuşağının fedakârlık destanı yer alır. Bu roman yakın tarihimizin gerçeklerini dile getirmekte, pek çok yönü aydınlanmamış bir devreye ışık tutmaktadır." (Kaynak: Cumhuriyet gazetesi web sitesi; Aydınlanma'nın Işıklı "Pencere"si İlhan Selçuk, haz. Alpay Kabacah, 1995.)
İlhan Selçuk Eserleri
Roman:
- Yüzbaşı Selahattin in Romanı (2 cilt, 1973, 1975).
Gezi:
- Güzel Amerikalı: Çağdışı Bir imparatorluktan Gözlemler ve Düşünceler (1965),
- Uzak Komşu (Rusya'dan, 1967),
- Sovyetler-İran-Ameri-ka İzlenimleri (1976).
Anı:
- Ziverbey Köşkü (1987).
Köşe yazılarından seçmeler:
- Mustafa Kemal'in Saati (1969),
- Yeni Krallar, Yeni Soytarılar (1974),
- Atatürkçülüğün Alfabesi (1981),
- Ağlamak ve Gülmek (1982),
- Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984),
- Görülmüştür (1986),
- İşbitiren Ekonomi: Liberalizm, Devlet Müdahalesi ve 24 Ocak (1986),
- Japon Gülü (1989),
- Türkiye'de Alevilik ve Bektaşilik (Gencay Şayian ve Şenay Kalkan'la 1991),
- Duvarın Üstündeki Tilki
Hiç yorum yok