Feminizm
Feminizm
Feminizm denince akla ilk olarak kadınlar gelebilir ama feminizmi savunan erkekler de bulunmaktadır. Feminizm akımı toplum içerisinde yaşanan kadın erkek eşitsizliğinden doğmuştur. Amaç kadınların da toplumda yeri ve söz sahibi olduğunu göstererek, gerçek bir eşitliğin varlığını ispatlamaktır.
Feminizm politik, sosyolojik ve etik anlamda her alanda kadın özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı savunulan davranış ve tutumlardan oluşmaktadır.
Kadın hakları Birleşmiş Milletler sürecine ilk olarak 1993 yılının haziran ayında, Viyana Dünya İnsan Hakları Konferansı’nda girmiştir.
Dünyanın birçok yerinden harekete geçen kadınlar, kadın kuruluşlarının ve bağımsız kadınların katıldığı büyük bir kadın insan hakları kampanyası düzenleyip, “kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının, evrensel insan haklarıyla ayrılmaz, bölünmez ve vazgeçilmez” olduğu tezini ilan etmişlerdir. Bu başarılı girişimden sonra resmi konferanslarda gündem oluşturucu bir konuma ulaşabilmişlerdir.
Feminizm Nedir?
Feminizm Latince femina kelimesinden türemiş bir kelimedir. Temeli, Fransızcadafeminizmeye dayanır. Eşitlik, her anlamda aynı seviyede olmak olarak anlaşılan ve toplumsal gruplar arasındaki koşul farklılıklarının yok edilmesidir. Dünyada kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliğin bulunması, feminizm düşüncesinin amacının kadının toplum içindeki yerini iyileştirmek ve gerçek anlamda bir eşitlik durumunun oluşmasını sağlamıştır.
Feminizmin Temeli
Feminizmin temeli çoğunlukla kadınların özgür olmasına dayanır. Cinsiyetle ilişkisi olduğuna inanılan unsurların analizini yapmayı kendine odak almıştır. Yine çoklukla cinsiyet eşitsizliği ve kadınların haklarını, kadınların genel sorunlarını araştırmaya ve çözümlemeye odaklıdır.
Feministlik Nedir?
Feminizm düşüncesini savunan, destekleyen ve çözümlemeye çalışan kişiler feminist olarak adlandırılır. Feminist olanlar sadece kadınlar değildir. Kadın-erkek eşitliğinisavunan erkekler de bulunmaktadır. Günümüz şartlarında feminizmi savunan kişilerin tepkileri daha belirgin hale gelip fazlalaşmıştır.
Feminizmin Dikkat Çektiği Konular
Yapılan araştırmalar, çalışmalar hala sürmektedir ve çeşitli değişimler yaşanmaktadır. Ancak 1960 yılından başlayıp günümüze kadar gelen süreçte konular şu şekilde kabul edilmiştir:
Hukuki alanda kadın ve erkek eşitliği feminizmin ilgi alanında olan konulardan biridir. Çoğunlukla kadınların ve erkeklerin gelir oranlarındaki dengesizlik ve istihdamdaki eşitsizlik oranı gibi konulara yer verilir.
Felsefe alanındaki diğer sosyal akımlarla feminizm arasında ilişki feminizmin önem verdiği konulardandır.
Cinsel kimlikler oluşturulurken kadın ve erkeğin eşitsizliği feminizmin karşı durduğu ve dolayısıyla ilgilendiği konulardandır.
Seksüel anlamda kadınların ve erkeklerin özerkliğinin sağlanmasıdır. Özellikle kadınların cinsel haklarına yapılan saygısızlıklar feminizmin ilgi alanında yer alır.
Feminizmin Kökeni
Feminizmin kökeni aydınlanma çağına kadar uzanmaktadır. Aydınlanma çağındaki önemli özgür düşünürlerden Lady Marry Montagu ve Marquis de Condorcet; kadınların eğitim hakkını savunarak dikkatleri çekmiştir. Bu şekilde başlayan feminizm düşüncesi felsefe haline gelmiş ve modern anlamdaki tanımına ulaşmıştır. Kadınlar adına ilk bilimsel topluluk Hollanda’da 1785 yılında meydana gelmiştir. Feminizmin bir yayın olarak hayatımıza girmesi ilk olarak İngiliz kadın yazar Mary Wollstonecraft’ın A Vindication of the Rights of Woman adlı kitabı olmuştur. Bu kitap 1792 yılında feminizme kazandırılmıştır.
Kadınlara adaletsiz davranıldığının fark edilmesi ya da böyle düşünülmesi 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bu inanç çoğaldıkça feminizm organize hale gelmeye başlamıştır. Oluşan bu harekete feminizm ismini veren sosyalist Charles Fourier olmuştur. Kadınların ilk toplantısı New York’da 1848 yılında gerçekleşmiştir. Ardından 20. yüzyıl ilk dönemlerinde I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden sonra kadınlara oy kullanma hakkı verilmiştir.
Türkiye’de Feminizm
Türkiye’de feminist kadınların olduğu topluluk 12 Eylül tarihi ile sessizliğini bozmuştur. Bu topluluğun ismi İlerici Kadınlar Derneği’dir. İKD önceleri ideolojisi sosyalizm olan bir gruptu ancak 80’li yılların ardından kadın haklarına yönelmeyi başarmış bir topluluktur. Ayrıca İKD Türkiye’de kadın mücadelesi adına meydana gelen ilk topluluk ve deneyimdir. İKD haricinde temelinde feminizm olan ilk örgütlenme 1984 yılında kurulmuş olan bir yayınevidir. Yayınevinin ismi Kadın Çevresi’dir.
Zamanla gelişip kadınların birbirlerine ulaştığı bir örgütlenme haline gelerek aktif olarak bir siyaset üretmeye başlamışlardır. Bu yayınevinin ilk çıkardığı dergi de feminist çizgilerde olmuş ve daha önce yayınlanan hiçbir dergi ile benzerlik göstermemiştir. Bunların haricinde tüm Dünya kadınlarına verilen oy kullanma hakkına ilave olarak; ilk kez ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk tarafından; ardından da tüm dünyada kadınlara seçilme hakkı da getirilmiştir.
Hiç yorum yok