Bilimsel Terimler Sözlüğü

AİLE TOPLUM BİLİMİ

(sociology of family) Bir toplumsal kurum olarak ailenin yapısını, işlevini ve tarihsel süreç içinde değişik toplumsal yapılardaki gelişim seyrini incelemeyi konu edinen disiplin.

AMAÇBİLİM

(teleology) Yalnızca insan ve hayvan davranışlarının değil; evrendeki her olayın, değişimin ya da hareketin belirli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik olarak oluştuğunu savunan felsefe disiplini; teleoloji, erekbilim.

BETİMSEL YÖNTEMBİLİM

(descriptive methodology) Bir bilginin bilimsel bilgi sınıfına girebilmesi için uyması gereken kuralları ortaya koymayı amaçlamadan, yalnızca belli bir dönemde egemen olan bilim insanlarınca bilim olarak nitelenen bilgileri ortaya koymayı amaçlayan disiplin; pozitif metodoloji.

BİÇİMBİLİM

(morphology) Canlı varlıkların yapılarını ve biçimlerini inceleyen biyolojinin bir dalı; morfoloji, biçimbilgisi. Bu dal, özellikle dil, toplum ve kültür üzerinde biçim açısından ruhsal ve toplumsal incelemeler yapıyor; öze ve işleve ikinci derecede önem veriyor.

BİLİM

(science) Geçerliği kabul edilmiş sistemli, nesnel bilgiler bütünü. Ortaklaşa belirlenmiş ölçütlere göre görgül yaklaşımla toplanmış, gözlemlenebilir verilerle elde edilen bilgi. Evrendeki düzeni bulma çabası ve bu amaca ulaşmak için gözlemlenebilir değişkenler arasında yinelenebilir ve sağdanabilir bağlantılar arama yolu. Bilimsel yöntemlerle toplanmış tüm bilgiler. Nesne ve olayların gelişim yasalarını açıklayan yöntemli bilgi; ilim. Bunlar, bilimin değişik anlatımlarla yapılmış olan tanımlarından birkaçıdır. Bu tanımlardan çıkan iki temel ölçütten biri, mantıksal geçerlik; öteki de görgül doğrulanmadır. Bilimin temel nitelikleri; olgusallık, görgüllük, nesnellik, sistemlilik ve örgütlülük, akılcılık, güvenirlik ve geçerlik, kendi kendini yine aynı yöntemlerle düzelticilik, birikicilik, kayıtlılık, yinelenebilirlik ve sağdanabilirliktir.

BİLİM AHLAKI

(ethics of science) Bilimsel süreçte bilgi üreten ya da aktaran konumundaki bilim insanlarının sorumluluklarını yerine getirirken, işlerini yaparken uymaları gereken ahlaksal (moral) değerleri konu olarak seçmiş olan disiplin.

BİLİMİN AMAÇLARI

(goals of science) Bilimin betimleme (description), açıklama(explanation), yordama (prediction) ve denetim (controlling) olarak dört amacı bulunuyor. Betimleme, doğadaki olayların araştırmalar yoluyla görgül düzeyde sınıflandırılıp tanımlanması demektir. Betimleme ile olayın nasıl olduğu, ne olduğu ayrıntılı olarak ortaya konuyor; “Nedir?” sorusu yanıtlanıyor. Açıklama, doğadaki olayların işleyişi ile ilgili açıklamaları kurallar ve örgütlenmiş ilkeler bütünü durumuna getirmek demektir. Açıklama ile olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkileri belirleniyor. Yordama, ilgilenilen olayın öteki olaylarla ilişkisini görgül olarak saptamak ve bir durumdan, bir konumdan bakıp, ileride ne olabileceğine ilişkin ya da incelenen olayların dışında kalan olaylara ilişkin kestirimde bulunmaktır. Denetim ise nedensellik ile duruma, olaya egemen olmak demektir. İncelenecek olayın dışındaki etkenler denetim altına alınınca, söz konusu incelemedeki değişilmemenin etkisi daha açık olarak görülüyor, neden-sonuç ilişkisi kurmaya elverişli duruma geliyor.

BİLİM ANTROPOLOJİSİ

(anthrophology of science) Alan antropolojisinin yöntemine uygun olarak bilim insanları topluluklarının içine girip onların çalışma biçimlerini, değer yargılarını, aralarındaki güç ilişkilerini, öbür insanlara ya da başka bilim insanlarının çaba ve ürünlerine bakış biçimlerini ortaya çıkarmayı amaçlayan disiplin.

BİLİM DALI

(discipline) Uzmanlaştığı alan, kullandığı teknik, araç, yöntem ve tertminoloji açısından öbürlerinden ayrılan alt bilim; disiplin.

BİLİM FELSEFESİ

(philosophy of science) 1. Genelde bilimin tanımlama, betimleme, sınıflandırma, ölçme, deney yapma, açıklama, genelleme, yorumlama ve denetleme boyutlarıyla ilgili yapısal sorunlarının; özelde de tek tek bilim dallarının karşılaştıkları sorunların felsefi düzeyde incelenmesi.
2. Bilimin niteliğinin ve sınırlarının sorgulandığı disiplin. Bilimsel bilginin öbür bilgi türleri içindeki yerinin irdelendiği tartışma alanı.

BİLİMİN ÖLÇÜTLERİ

(criteria of science) Bilimin bilim olması için şu beş ölçütü taşıması gerekiyor. Bunlar özetle şöyledir:
1) Bilimin ele aldığı olaylar, dolaylı ya da dolaysız gözlemlenebilmelidir.
2) Ölçülebilmeli, belirli sayı ya da simgelerle gösterilerek gözlem farklılıkları betimlenebilmelidir.
3) Gözlemlenebilen ve ölçülebilen olaylar, başkalarına iletilebilmelidir. İletimde, herkesin aynı anlamı vereceği kavramlar kullanılmalı, somut işlemsel tanımlama (işevuruk tanım) yapılmalıdır. Eşdeyişle, ortak bilimsel dil kullanılmalıdır.
4) Bilimsel çalışmalar, başkalarınca yinelenebilmeli; doğruluğu, yanlışlığı test edilebilmelidir. Üretilen bilimsel bilgilerin üzerine yenilerinin konulabilmesi, bilimsel çalışmaların yinelenebilir olmasına bağlıdır. Bu yolla bilgilerin geçerliği artıyor ve nesnellik sağlanıyor.
5) Bilimsel olarak gözlemlenebilen, ölçülebilen, iletilebilen olaylar yinelenerek, o olayların, denencelerin doğruluğu sağdanmalıdır (verifiable edilmelidir). Sağdanmış bilginin kesinliği artıyor; bilimsel bilginin dayanakları, mantıksal geçerlik ve görgül olarak doğrulanıyor.

BİLİMİN SAYILTILARI

1) Doğanın Düzeniyle İlgili Olanlar: Her olayın bir nedeni ve sonucu vardır (belirleyicilik ilkesi). Ancak, doğa olaylarının temel nedenleri sınırlıdır; sonsuz sayıda değildir (sonlu nedensellik ilkesi). Doğadaki olaylar, zamanda sabittir (süreklilik ilkesi).
2) Bilim İnsanının Ruhsal Süreçleriyle İlgili Olanlar: Bilimsel çalışma, ne denli gelişmiş tekniklerle, araç gereçlerle yapılırsa yapılsın, sonuçta bilim insanının bilişsel süreçlerini işin içine katıyor. Denenceler kurma ve yorum, insanın bilişsel niteliklerine dayanıyor. Onun için, bilim insanının hata yapma olasılığı da göz önünde tutulmalıdır
3) Özel Alanlar: Özel alanları, bilimsel yaklaşımın içerdiği deneysel ve istatistiksel teknikler oluşturuyor.
Bilim Alanlarının Amaç, İşlev ve Bakış Açılarına Göre Sınıflandırılması: Bunlar, şöyle belirtiliyor: Konusuna göre bilimler:
1) Fen Bilimleri,
2) Sosyal Bilimler,
3) Doğa Bilimleri,
4) Davranış Bilimleri.
Deneysel Teknikleri Kullanıp Kullanmadıklarına Göre Bilimler:
1) Pozitif Bilimler,
2) Normatif Bilimler.
Bilginin Üretimi ve Pratik Yaşamda Kullanımı Açısından Bilimler:
1) Temel Bilimler,
2) Uygulamalı Bilimler.

BİLİM SOSYOLOJİSİ

(sociology of science) Toplumbilimsel yöntem ve bakış açısıyla bilimsel bilginin üretimini sağlayan toplumsal ve siyasal koşulları, bilim insanlarının yaşadıkları toplum içindeki konumlarını ve öbür toplumsal kesimlerle ilişkilerini, bilime seçenek bilgi edinme yollarını; bilim-toplum, bilim-ekonomik düzey, bilim-siyaset ilişkilerini inceleyen disiplin.

BİLİMSELLİK

(scientific) Bilime uygun, bilime dayanan, bilime değgin. Bilime ilişkin, bilimle ilgili. Bkz. bilimsel açıklama; bilimsel araştırma; bilimsel bilgi; bilimsel çalışma; bilimsel deney; bilimsel devrim; bilimsel hümanizm; bilimsel psikoloji; bilimsel standart; bilimsel tartışma; bilimsel tutum; bilimsel yasa; bilimsel yöntem.

BİLİMSEL AÇIKLAMA

(scientific explanation) Bir durum, olgu ya da sürecin bilimsel kavram ve geçerli sayılan bilimsel yasa benzeri kurallara dayalı olarak ortaya konulması.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA

(scientific research) Düşünce ve anlayış yapısına yeni ilişkiler getirmeye çalışan ve gözlemlenmiş tüm özellikler ya da davranışlarla uyuşacak buluşlar arasında bir bağlantı arayan araştırma. Bu tür araştırmalara, varsayımsal olarak ortaya konulan sayıltısal bir ilişki özellik katıyor ve yön veriyor.

BİLİMSEL BİLGİ

(scientific knowledge) İncelenecek sorun belirlenip gerekli gözlemler yapılarak, neden-sonuç ilişkileriyle ilgili seçenek oluşturacak varsayımlar düzenlenip, bunlar deneyler yoluyla ya da başka yöntemlerle test edilerek ortaya konulan bilgi; kuramsal çalışmaların en yüksek düzeyde olanı; düzenli bilgi ve bunun sonucu.

BİLİMSEL ÇALIŞMA

(scientific study) Bilimsel ilke ve yöntemlere uygun ve onlara dayanan çalışma; akademik çalışma.

BİLİMSEL DENEY

(scientifıc experiment) Neden-sonuç ilişkilerini anlamak için belli ilişkilerin amaçlı olarak gözlemlenmesi, gözlemden elde edilen sonuçların nedensel ya da başka türlü bir ilişki gösterip göstermediğinin öğrenilebilmesine yönelik olarak olayların benzer yapay ortamlar oluşturularak yinelenmesi.

BİLİMSEL DEVRİM

(scientific revolution) Bir bilim alanında ortaya konulan ve yalnızca bilimsel bilginin nicelik ve niteliğinde değil; bilim insanlarının nesneleri algılayışlarında, araştırma konularıyla ilgili seçimlerinde, bilimsellikle ilgili temel ölçütlerinde ve hatta bilgi birikimini yorumlayışlarında da köklü farklılıklar getiren değişim.

BİLİMSEL HÜMANİZM

(scientific humanism) İnsani eğerlerin anlaşılıp yaygınlaştırılmasında sanat ve edebiyat yapıtlarına ve onların kökenlerine giden bilgilerden çok bilimsel araştırmaların ortaya koyacağı sonuçlara gereksinim olduğunu savunan görüş.

BİLİMSEL PSİKOLOJİ

(scientific psychology) Ruhsal gerçeklerin araştırılmasında yalnızca olgulara dayanan ya da bilimsel yöntemleri kullanan psikoloji dalları; bilimsel ruhbilim. Bilimsel psikoloji, çoğu kez kurgusal psikolojinin karşıtı olarak görülüyor; ancak, yalnızca psikolojide değil; bütün bilim dallarında kurgu zorunlu olarak yer alıyor.

BİLİMSEL TARTIŞMA

(colloquium, academic discussion) Ortak araştırma alanında ya da tartışmalı bir konu üzerinde birden çok bilim insanının elde etmiş olduğu ayrı ayrı sonuçları görüşüp bir karara varmak amacıyla bilim uzmanlarının bir arada görüş alışverişinde bulunmaları; akademik tartışma. Bu terim, çoğunlukla üniversitelerde bir bildiri ya da tez üzerinde bilim insanlarının yaptığı görüşme, eleştiri ve tartışma anlamında kullanılıyor.

BİLİMSEL TUTUM

(secientific attitude) Bilimden ve bilimsel yöntemlerden yana olma; bilimsel tavır. Bu terim, fen dersleri eğitiminde zihinsel merak, gerçek tutkusu, kanıtlara saygı ve bilimde özgün düşünce alışverişine değer verme gibi özellikleri içeriyor.

BİLİMSEL YASA

(scientifıc law) Bir bilim dalının alanına giren olgular arasında sürekli yinelenen, o alanda çalışan ve egemen bilim anlayışını benimsemiş bilim insanları topluluğunca kesinlikle doğru kabul edilen ilişkilerin neden-sonuç biçimindeki anlatımı.

BİLİM KURGU

Aslında bilim–kurmaca. Roman, anlatı, film, radyo oyunu türlerinde, insanlığın gelecekteki gelişimi konusunda bilim ve tekniğin ortaya çıkarabileceği manzaraları işleyen hayal gücü ürünü eser.

BİLİM TAY

Akademi. 1. Az çok özerk olan ve üniversiteden bağımsız bir yüksek öğrenim kurumu. Güzel Sanatlar Akademisi, Harp Akademisi gibi.
2. Bilim ya da bilimler akademisi gibi bilginler, sanatçılar, yazarlar kurulu.

BİLİŞ BİLİMİ

(connitive science) Felsefe de içinde olmak üzere, insan aklını, bilişsel süreçleri ve bilgiyi inceleyen bir dizi bilim dalının ortak adı; bilişsel bilimler. Biliş psikolojisi, bilgisayar bilimi, dilbilim, nöroloji, bilgi kuramı, antropoloji, matematik, yapay zekâ, bu bilim dalları arasında yer alıyor.

BOYUTSAL VARLIKBİLİM

(dimensional ontology) V. E. Frankl’in bedenle ruhun toplamı olan biyo-psikolojik, sosyo-psikolojik, manevi ya da noetic karşılığı olarak kullandığı terim. Ona göre insan, yalnızca beden ya da ruh olmanın ötesinde bir varlıktır. O, buna noos adını verdiği bir ruhsal boyutu da eklemiştir.

ÇEVREBİLİM

(ecology) 1. Canlılarla çevreleri arasındaki dinamik ilişkiyi; özellikle bunların arasındaki etkileşimin bütününü ya da yapısını inceleyen bilim dalı; ekoloji. Canlıların geçmişteki yaşamları, zaman içinde ve coğrafyadaki dağılımları, davranış biçimleri; evren (popülasyon), topluluk ve ekosistem düzeyindeki doğal sistemlerin yapısal ve işlevsel özellikleri de bu alanın konularıdır.
2. Biyolojiden alınmış olup sosyal bilimlerde çok çeşitli kullanım alanı bulan bir terim. Örneğin, K. Lewin, bu terimi kişinin yaşam alanına katkı yapan ruhsal etkenlerin incelenmesi için kullanmıştır.

ÇOCUK BİLİMİ

(pedology) Çocuğu büyümesi, duyguları, düşünceleri, yetenekleri, gereksinimleri ve benzeri yönleriyle inceleyen bilim; çocukbilim. Bu terimi ilk kez Jena Üniversitesi’nde bir inceleme yazısında 1894’te O. Christman kullanmıştır.

DAVRANIŞ BİLİMLERİ

(behavioral sciences) Doğa bilimlerinde olduğu gibi insan ve hayvanların nesnel ve toplumsal çevrelerindeki davranışlarını doğa bilimlerinin kullandığı deney ve gözlem yöntemlerini kullanarak inceleyen genel psikoloji, gelişim psikolojisi, öğrenme psikolojisi, rehberlik ve psikolojik danışma, ruh sağlığı, sosyoloji, sosyal psikoloji, sosyal antropoloji gibi bilimler.

DİLBİLİM

(linguistics) Dillerin kökenini, yapısını, konuşma alışkanlıklarını ve başkalarını inceleyen bilim dalı; lengüistik.

DOĞAL BİLİMLER

(natural sciences) İnsan topluluklarının değil; insanın içinde yaşadığı maddi ortamdaki düzenlilikleri ve ilişkileri araştıran; bu düzenliliklerin bağlı bulunduğu kural ya da yasaları belirlemeye çalışan fizik, kimya, biyoloji gibi bilimler.

EDEBİYAT BİLİMİ

Dilbilimle birlikte filolojiyi oluşturur. Edebiyatı konu alan bir bilim dalıdır, edebiyat tarihi ve edebiyat bilgilerinden oluşur.

EĞİTİM BİLİM

(pedagogy) Eğitimin bilimsel temellerini ortaya koyan bir bilim dalı; pedagoji, eğitbilim; eğitim bilimi.
1. Toplumun eğitim sistemine göre oluşturulmuş olan okul örgütüne; eğitim programına, amaçlarına, yöntemlerine ve araçlarına ilişkin bilgi veren ve eğitim çalışmalarını kurallara bağlayan disiplinler arası uygulamalı bir bilim dalı.
2. Öğretmenlik sanatı, uygulaması ya da öğretmenlik mesleği için gerekli bilgi, beceri ve değer duygularını kazandıran bilim dalı.

EĞİTİM BİLİMLERİ

(educational sciences) Eğitim olay ve durumlarının doğuş koşullarını, bunların oluşup gelişmesini inceleyen bilimler demeti. Bilimler arası bir bilim olan eğitim bilimleri, yaklaşık 15 kadar bilim dalından yararlanıyor. Eğitim bilimleri üç grupta toplanıyor:
1) Eğitim kurumlarının genel ve yerel durumlarını inceleyen bilim dalları:
a) Eğitim tarihi.
b) Eğitim sosyolojisi.
c) Okul nüfusu incelemeleri.
ç) Eğitim ekonomisi.
d) Karşılaştırmalı eğitim.
2) Eğitim olayı ile bu olayın türlü durum ve ilişkilerini inceleyen bilimler:
a) Eğitim fizyolojisi, eğitim psikolojisi, küçük grupların psikolojisi ve sosyolojisi, iletişim bilimleri. Bunlar, eğitim olay ve konularını doğrudan inceleyen bilimlerdir.
b) Türlü bilim dallarını öğreten ve değerlendiren bilimler.
3) Düşünme bilimleri ve yarınla ilgili bilimler: Eğitim felsefesi, eğitim planlaması ve model kuramları.

FEN BİLİMLERİ

(sciences) Fizik, kimya, matematik, biyoloji adı verilen bilim dallarının ortak adı.

FİZİK BİLİMLER

(physicalsciences) Fizik, kimya, astronomi, jeoloji gibi maddenin, enerjinin ve evrenin fizik olay ve özelliklerini inceleyen bilim dalları.

GENETİK BİLİM

(genetics) Kalıtımın ilkelerini ve mekanizmalarını; özellikle anne babanın özelliklerinin çocuklarına nasıl aktarıldığını; çocukların aralarındaki benzerlik ve farklılıkların kalıtsal dayanaklarını inceleyen biyoloji dalı; kalıtımbilim. İnsan genetikbilimi, genetik hastalıkları kestirmek, onlara tanı koymak ve onları tedavi etmek için insan kalıtımını inceliyor.

GÖRÜNGÜ BİLİM

(phenomenology) Felsefede bilinçlilikle ilgili bilgiyi, birincil içgörü kaynağı ve bilinçlilikle ilgili gerçeğin en son karar vericisi olan sezgiye dayandıran; bilinçliliğin temel yapısıyla ilgili bilgi edinme olanağının bulunduğunu savunan ve bunu arayan bir felsefe yaklaşımı; fenomenoloji. Daha yalın deyişle görüngübilim, doğaya, insana, topluma ilişkin bilgimizin doğrudan sürüp giden yaşantıya (doğrudan görüngülerin gözlemlenmesine) dayanması gerektiğini savunan kuramdır. Öncülüğünü E. Husserl’in yaptığı bu kurama göre çözümlemeden ve yorumdan önce, gözlem geliyor. Ayrıca Dilthey, Schutz, Merleaupontij, Ricoeur gibi birçok felsefecinin farklı; dahası çelişkili terimlerle ortaya koydukları bu yaklaşımda, dış gerçeklik reddedilmiş; yalnızca içgörü ve sezgi ile edinilen bilginin öncelikli olduğu savunulmuştur.

GÖSTERGE BİLİM

(semiology) 1. Dilsel ya da dilsel olmayan, iletişim amacıyla kullanılan her türlü gösterge sistemlerini, bu sistemlerin yapılarını, işleyişlerini, iletimsel işlevlerini inceleyen bilim; semiyoloji, semiyotik, imbilim
2. Tanılamaya ve sonucu kestirmeye yarayacak yargılara varmak amacıyla hastalıkların belirtilerini inceleyen hekimlik dalı; semiyoloji.
3. Matematiksel mantıkta, göstergelerin özellikle dildeki kullanımları ya da dile uygulanması; semiyotik.

İLAÇ BİLİM

(pharmacology) 1. İlaçları, ilaçların kaynaklarını, yapılarını, özelliklerini ve etkilerini inceleyen bilim dalı; farmakoloji.
2. İlaçların özellikle tedaviyle ilişkili olarak özellikleri ve vücutta yol açtığı tepkiler.

İŞLEVBİLİM

(physiology) Canlı organizmaların yaşamsal süreçlerinde gerçekleşen fiziksel ve kimyasal olayları inceleyen biyoloji dalı; fizyoloji.

KADIN HASTALIKLARI BİLİMİ

(gynécologie) Kadın cinsel organlarını, bunların fizyolojisini ve hastalıklarını inceleyen tıp dalı; jinekoloji.

KAFATASI BİLİMİ

(phrenology) Yetilerin gücünü, bağlı bulundukları beyin alanının gelişimine dayandıran ve bu gelişimlerin de kafatasının biçim, çöküntü ve çıkıntılarında yansıdığını savunan, geçerliğini yitirmiş bir yaklaşım; frenoloji.

KALITIM BİLİMİ

(genetics) Biyolojik soyaçekimin yasalarını düzenli olarak inceleyen bilim dalı; soyaçekim bilimi, genetik.

KAZIBİLİM

(archaology) Tarihöncesinden ve eski çağlardan kalma yapıtları özellikle tarih ve sanat değeri yönünden inceleyen; bunların yer altında kalmış olanlarını kazılarla araştıran ve ortaya çıkaran bilim; arkeoloji.

KÖKBİLİM

(etymology) Sözcüklerin kökenini ve gelişimini inceleyen bilim.; etimoloji, kökenbilim.

NEDENBİLİM

(etiology) Kişinin hastalığa yatkınlığını, hastalıkların nedenlerini inceleyen bilim dalı; etyoloji.

NORMATİF BİLİM

(normative science) Davranış, eğitim, sağlık ve benzeri konulardaki normları belirlemeyi, eksik ya da kusurları gidermeyi amaçlayan bilim dalı. Bu bilim, açıklamak ve tanımlamaktan çok, perspektif belirleyicidir. Bu nedenle, gerçek tanımına uygun bir bilim değildir. Örneğin, etik ve estetik gibi dallar da bu nedenle normatif bilim olarak nitelendiriliyor.

RUH HASTALIKLARI BİLİMİ

(psychopathology) 1. Psikolojinin ruh hastalıklarını inceleyen dalı; psikopatoloji. Ruh hastalıkları bilimi gerçekte bir dal değil; biyoloji, fizyoloji, nöroloji, farmakoloji, tıp psikolojisi, psikiyatri gibi disiplinlerin ortak çalışmasını ve farklı alanlarda araştırmayı gerektiren bir daldır.

SESBİLİM

(phonology) Dilleri, ses özellikleri ve değişimleri bakımından inceleyen ve bu alanda kuramlar geliştiren bilim dalı.

SİNİRBİLİM

(neurology) (neuroscience) Çeşitli bilim dallarını varlığında toplayan ve sinir sisteminin yapısı, gelişimi, işleyişi, kimyası ve hastalıklarını inceleyen bilim dalı; sinir bilimi. Biliş bilimlerinde bu dalın insandaki biliş süreçlerinin incelenmesine önemli katkıları oluyor.

SOSYAL BİLİMLER

(social sciences) Doğa olaylarının yasalarını saptayan pozitif bilimlere karşılık, insanı, toplum olaylarını ve ağırlıklı olarak onun bir parçası olan bireyin bireylerle, toplumla ve öbür varlıklarla ilişkilerini sistemli bir biçimde incelemeyi amaçlayan, bilimsel yöntemlerle üretilmiş düzenli bilgilerle oluşturulmuş olan bilimlerin ortak adı; içtimai ilimler, toplumsal bilimler. Bu bilimler, yalnızca siyaset, iktisat, hukuk, antropoloji, sosyoloji gibi toplumsal disiplinler; eğitim, ahlak, felsefe, psikoloji gibi yarı toplumsal disiplinler ve biyoloji, tıp, coğrafya, dil, sanat gibi toplumsal yönlü disiplinler olarak üç sınıfa ayrılıyor.

SÖZDE BİLİM

(pseudoscience) Bilimsel olduğu savunulan ya da bilimsel olduğuna inanılan; ancak, bilimle ilgisi olmayan astroloji, biyoritm, duyu ötesi algı, psikokinezi, telepati ve benzeri kuramlar ve yöntemler sistemi; yalancı bilim.

TEMEL BİLİMLER

(basic sciences) 1. Fizik, kimya, biyoloji gibi klasik bilim alanları.
2. Bilimin uzmanlık alanları için temel ve ortak sayılan genel bulgu ve ilkeleri.

TEPKEBİLİM

(reflexology) 1. Ruhsal süreçlerin, birer refleks ya da refleks örüntüsü olarak anlaşılabileceğini savunan mekanik, davranışçı yaklaşım; tepkebilim. Bu yaklaşımda uyarıcılara yönelik istemsiz, kendiliğinden tepkilerin (reflekslerin), özellikle insan ve hayvan davranışları üzerindeki etkileri inceleniyor. Refleksoloji terimi, özellikle Pavlov ve Bechterev’in, reflekslerin, sinirsel köklerine dayalı olarak incelenmesi amacıyla geliştirdiği fizyolojik yaklaşım için kullanılıyor.
2. Ayaklar, eller ve kulaklar üzerindeki belli organları temsil ettikleri savunulan özel noktalara baskı uygulanarak gerçekleştirilen ve parmakla akupunktura benzeyen bir alternatif tedavi tekniği.

TERİM BİLİM

(terminology) Sanatın, edebiyatın, bir bilim dalının, düşünsel ya da siyasal ekolün anlambilim ya da bilgisel çatısını oluşturan ve daha çok terim niteliği taşıyan sözcük ve kavramlar bütünü; terminoloji.

TOPLUM BİLİM

(sociology) İnsan davranışlarını, toplumsal ilişkileri, etkileşim yapılarını; grupların, toplulukların, kurumların oluşumunu, yapısını, işleyişini inceleyen bilim dalı; sosyoloji. Toplumbilimin psikolojiden farkı; insanı öbür insanlarla ilişkisi ve etkileşimi bakımından değerlendirmesidir.

TOPLUMSAL YAŞLILIK BİLİMİ

(social gerontology) Yaşlanmanın bedensel olmayan toplumsal yönlerini inceleyen bilim dalı; sosyal gerontoloji.

UYGULAMALI BİLİMLER

(applied sciences) Bilimsel bilgilerden pratik sonuçlar elde etmeyi kendisine konu etmiş olan bilim kolları; tatbiki ilimler. Eğitim bilimi uygulamalı bir bilimdir.

UYUMBİLİM

(harmony) Müzik biliminin bir dalı; armoni. Müzik kuramında ana bir dal olan uyumbilim, müzik seslerini uyum oluşturacak biçimde düzenlemeyi ve müzik parçalarını yazmayı konu ediniyor.

VARLIKBİLİM

(ontology) Doğal dünyada var olan ve insan düşüncesinden, incelemesinden ayrı bir gerçekliği bulunan şeylerin doğasını, temel özelliklerini ya da var olma ilkelerini, nedenlerini inceleyen ve açıklayan metafizik dalı; ontoloji. Çağcıllık (modernizm) öncesi dönemdekilerin dış gerçekliğin; soyut biçimlerin ya da Tanrı’nın planının yetersiz bir taklidi olduğuna inanmasına karşılık çağcıllar, gerçekliğin insan aklından ve isteğinden ayrı olan; ancak bilimsel yöntemlerle varlıkları bilinebilen nesneler olarak var olduğuna inanıyor. Son çağcıllar ise gerçeklikle insan eylemi arasında, bilimsel yöntemlerle belirlenemeyecek karmaşık bir etkileşim bulunduğu inancındadırlar.

YAŞAMBİLİM

(biology) Hayvanbilim ve bitkibilimi de içine alan; canlıların doğma, büyüme, gelişme, üreme gibi yaşam dönemlerini konu edinen bilim dalı; dirimbilim, biyoloji.

YAŞLILIK BİLİMİ

(gerontology) Yaşlılık döneminin (ihtiyarlığın) tutum ve davranışlarını inceleyen bilim; gerontoloji.

YÖNTEMBİLİM

(methodology) 1. Geçerli bilgilerin elde edilmesinde kullanılan bir ilkeler ve kurallar kümesi; metodoloji. Elde edilecek bilgiler ve veriler, yöntembilimin ilgi alanı dışındadır. O, yalnızca geçerli bilgilerin elde edilmesi amacıyla izlenecek yolun ve kullanılacak kavramların neler olması gerektiği ile ilgileniyor.
2. Araştırmada kullanılan yöntemler; araştırma paradigması.

YÜZ ANLAM BİLİMİ

(physiognomy) Kişinin yetenek ve öbür ruhsal özelliklerinin yüz biçimi, alın, burun ve çene gibi ayrıntıların görünüşlerinden çıkarılabileceğini savunan görüş; fizyonomi.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.