Beşir Ayvazoğlu
Beşir Ayvazoğlu, 11 şubat 1953 tarihinde Sivas'ın Zara ilçesinde doğdu. ilk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamladı. 1975'te Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli liselerde Türkçe veedebiyat öğretmenliği yaptı. TRT'de uzman olarak çalıştı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra, lise yıllarında mahallî gazetelerde amatör olarak yürüttüğü gazetecilik mesleğine döndü.1985-1991 yılları arasında Tercüman gazetesinin "Kültür-Sanat" sayfasını yönetti. Türkiye Gazetesinde Kültür-Sanat yönetmenliği ve köşe yazarlığı yaptı. Yeni Ufuk gazetesinin genel yönetmeni oldu. Şehir Tiyatroları Repertuar kurulu üyeliğine seçildi.
Hergün, Tercüman, Türkiye, Zaman ve Yeni Ufuk gazeteleriyle haftalık Aksiyon dergisinde köşe yazarı ve yönetici olarak çalıştı. Bir ara Kültür Bakanlığı danışmanı olarak görev yaptı. ADTYK Atatürk Kültür Merkezi, istanbul Büyükşehir Belediyesi şehir Tiyatroları Repertuar Kurulu ve TDV islâm Ansiklopedisi Türk Dili ve Edebiyatı Merkez ilim ve Redaksiyon Kurulu üyeliklerinde bulundu. Ayrıca CNN Türk'te Hilmi Yavuz'la birlikte iki yıl "Gökkubbemiz" adlı kültür programını hazırladı. Kasım 2001-Temmuz 2005 tarihleri arasında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Halen Türk Edebiyatı Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yürütüyor ve TRT 2'de "Bir Tepeden" adlı bir kültür programı hazırlıyor.
Türkiye Yazarlar Birliği, iLESAM, Çocuk Vakfı ve Sezer Tansuğ Kültür ve Sanat Vakfı'nın kurucu üyeleri arasında yer alan ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Beşir Ayvazoğlu, 1982 yılında yayımlanan Aşk Estetiği adlı ilk eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği'nin Fikir Dalında Yılın Yazarı ödülüne lâyık görüldü. Muradiye Ölüm ve Gül adlı belgesel metniyle TMKV Türk Millî Kültürüne Hizmet Ödülü'nü 1986 yılında, Güller Kitabı adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği inceleme Dalında Yılın Yazarı Ödülü'nü 1992 yılında, Yahya Kemal Eve Dönen Adam adlı eseriyle de Avrasya-Bir Vakfı Ödülü'nü 1998 yılında aldı. Beşir Ayvazoğlu 1999 yılında da Kombassan Vakfı tarafından Mevlana Edebiyat Büyük Ödülü'ne layık görüldü.
Beşir Ayvazoğlu- Eserleri
- Aşk Estetiği (İnceleme, 1982)
- Gülname (şiir, 1983)
- Yahya Kemal-Eve Dönen Adam (İnceleme, 1985)
- Geçmişi Yeniden Kurmak (Denemeler, 1987)
- İslâm Estetiği ve İnsan (İnceleme, 1989)
- Aslanlar, Tilkiler ve Eşekler (Fabl, 1990)
- Türkün Kültür Coğrafyasında Bir Gezinti (Gezi, deneme, röportaj, 1990)
- Halk Şiirinden Tarihe (Denemeler, 1991)
- Kaknus (Şiir, 1991)
- Güller Kitabı (İnceleme, 1992)
- Şehir Fotoğrafları (Denemeler, 1995)
- Tarık Buğra - Güneş Rengi Bir Yığın Yaprak (Biyografi, 1995)
- Şiirler (Toplu şiirleri, 1996)
- Geleneğin Direnişi (Denemeler, 1996)
- Fuzulî Kitabı (1996)
- Defterimde 40 Suret (Biyografi, 1996)
- Altı Çizili Satırlar (1997)
- Dede Efendi (Flamanca tercümesiyle, Hollanda, 1997)
- Kuğunun son şarkısı (Şeyh Galip Biyografisi,Ötüken Yayınları Şubat 1999)
- Peyami, Hayatı Sanatı Felsefesi Dramı (Biyografi-Deneme, 1999)
- Sîretler ve Sûretler (Biyografi-Deneme 1999)
- Yaza Yaza Yaşamak (Deneme, 1999)
- Bozgunda Fetih Rüyası(Biyografk Roman,2001)
- 1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikâyesi (Anlatı,2006)
- Ney'in Sırrı, (Deneme, 2007)
- Kainatça Tanınmış Türk Şiir Kralı, Florinalı Nazım ve Şaşalı Edebi Hayatı (Biyografi,2008)
- Yahya Kemal'in İstanbul'u, 2008
- Yazarın çeşitli radyo ve televizyon programları da bulunmaktadır.
GÜLLER KiTABI: Beşir Ayvazoğlu'nun Türk zevk tarihinin çiçeklerle ilgili tarhlarında dolaştığı ve okuyucuyu dolaştırdığı şahane bir eserdir.
AŞK ESTETiĞi: Türk-İslam sanatlarının ardındaki dünya görüşünü anlama çabasından doğan Aşk Estetiği, kendi estetik dünyamıza kendi gözümüzle bakma denemesidir.
YAHYA KEMAL (EVE DÖNEN ADAM): Yazar bu kitapta, büyük şairin "eve nasıl döndüğünü" ve "evin şiirini" nasıl yazdığını anlatıyor.
TARIK BUĞRA (GÜNEŞ RENGi BiR YIĞIN YAPRAK): Sanat anlayışının, dilinin veüslûbunun farklılığı dolayısıyla ister istemez kendi neslinden koparak modaların dışında bir yazarlık macerası yaşayan Tarık Buğra, aslında yalnız bir adamdı, fakat yalnızlığını bereketli bir kaynak haline getirebilmişti. Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta onun bu yazarlık ve yalnızlık macerasını anlatıyor.
GELENEĞiN DiRENiŞi: Bu kitapta, gelenek kavramı, bir kültürün kendisini devam ettirme, değişirken bile kendisi olarak kalma refleksi olarak yorumlanmış ve Türkiye'de, iki yüz yıllık Batılılaşma döneminde, varlığını korumaya çalışırken yaşadığı heyecan verici maceralar anlatılmıştır.
ŞiiRLER: Ayvazoğlu, şiiri, bir davayı anlatma aracı olarak değil, dilin asırlar içinde biriktirerek bünyesinde gizlediği zenginlikleri ve beşeriyi keşfetme çabası olarak görüyor. Yazar diğer şiir kitaplarında yer alan şiirlerin büyük bir kısmını bu kitaplara girmeyen şiirlerle buluşturdu.
DEFTERiMDE 40 SURET: Eskiden, insan için âlem-i sugra, yani küçük âlem derlermiş, ne kadar doğru. Bana sorarsanız, her insan ayrı bir âleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra, labirentlerinde kaybolmak işten bile değil, Freud'ların mroydların başlarına gelen nedir? Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları varsa, bilim, sanat ve hareket adamlarının dünyalarının büyüklüğünü varın siz hesap edin. Doğru söylüyorum, onları derinliğine anlamaya çalışmak, galaksiler arası yolculuğa çıkmak gibi bir şey olmalı.
ŞEHiR FOTOĞRAFLARI: Eski şehir fotoğraflarına bakarken, ucundan kıyısından yaşadığımız, fakat anlamaya fırsat bulamadan kaybettiğimiz hayatın dimağımda kalan tadını yeniden yaşıyorum. Bize gelinceye kadar yavaş yavaş incelen ip birdenbire kopmuş, kendimizi alabildiğine farklı bir dünyada buluvermiştik. Asıl kopuşu benim de mensup olduğum neslin yaşadığını söylemek istiyorum. Eskiden usul usul ve kendiliğinden yok olan evlerin buldozorlerle yıkılıp yerlerine bilmem kaçar katlı apartmanların dikildiğini gördük. Radyonun bile lüks sayıldığı evlerden çıkıp borç harç renkli televizyonlar, videolar, bilgisayarlar edinen garip bir nesiliz. Kaçınılmaz bir şeydi bu. Dünya kaç bucakmış öğrendik. Şimdi içinden çıkıp geldiğimiz hayata o kadar uzaklardan bakıyoruz ki! Başka hiç bir nesil bizim yaşadığımız âni değişmeyi yaşamamıştır. Bu, büyük bir şok olduğu kadar, şüphesiz, bulunmaz bir tecrübedir de.
Hiç yorum yok